
Gece yarısına doğru, New York'taki BM binasında ışıklar sönmüyordu. Sanki dünyanın kaderi o koridorlarda çiziliyordu - ki öyle de oldu. Diplomasi tarihinin en kritik anlarından biri, tam da beklenmedik bir anda patlak verdi.
İran'ın nükleer anlaşmadan çekilme ihtimali artık boş tehdit değildi. BM Güvenlik Konseyi'ndeki gerilim adeta elle tutulur hale gelmişti. Ve sonra... o tarihi karar: Eski yaptırımlar yeniden hayat buluyordu.
Nükleer Pazarlığın Perde Arkası
Aslında her şey, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini hızlandırmasıyla başladı. Yani - şu an %60 seviyesinde olduğu söyleniyor, ki bu rakam nükleer silah üretimi için tehlikeli sınırın hemen yanı başı demek. Batılı diplomatların deyimiyle 'kırmızı çizgi' aşılmak üzereydi.
Peki neden şimdi? Neden bu gece yarısı hareketi? Bir BM yetkilisinin dediği gibi, "Zaman tükeniyordu, adeta kum saatindeki son taneler düşüyordu."
Yaptırımların Geri Dönüşü: Bu Ne Anlama Geliyor?
- İran'ın petrol ihracatı ciddi darbe alacak - belki de yarı yarıya düşecek
- Uluslararası finans sistemine erişim neredeyse imkansız hale gelecek
- Askeri techizat ambargosu yeniden devreye giriyor
- Üst düzey yetkililere seyahat yasakları geri dönüyor
Ve en can alıcı nokta: Bütün bunlar derhal, hemen şimdi yürürlüğe giriyor. Hiçbir geçiş süreci yok. Sıfır tolerans.
Diplomasinin Gece Vardiyası
New York'ta saatler gece yarısını geçerken, diplomatların yüzlerindeki yorgunluk her şeyi anlatıyordu aslında. Kahve fincanları, dağ gibi yığılmış belgeler, son dakika değişiklikleri... Tipik bir BM draması değildi bu. Çok daha fazlasıydı.
Rus ve Çin temsilcilerinin itirazlarına rağmen karar çıktı. Batılı güçlerin baskısı ağır bastı - ki bu da aslında uluslararası ilişkilerdeki dengelerin nasıl değiştiğinin göstergesiydi.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: İran nasıl tepki verecek? Tahran'dan gelen ilk sinyaller pek de olumlu değil. "Bu bir savaş ilanıdır" diyenler bile var. Ama kimse tam olarak ne olacağını kestiremiyor - diplomasi böyle bir şey işte, bazen en deneyimli uzmanlar bile şaşırıyor.
Bir şey kesin though: Ortadoğu'da gerilim yeniden tırmanışa geçti. Ve bu sefer nükleer bir boyutu var işin. Dünya, yeni bir krizin eşiğinde - belki de şimdiye kadarki en tehlikelisinin.