Suriye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Bassam Sabbagh, ülkesinin İsrail ile yaptığı görüşmelerin ABD Başkanı Donald Trump'ın gözetiminde gerçekleştirildiğini duyurdu. Suriye devlet televizyonu El-İhbariye'ye konuşan Sabbagh, bu görüşmelerin her iki tarafın güvenlik endişelerini gidermeyi amaçladığını belirtti.
Golan Tepeleri'nin Geleceği Görüşülmedi
Sabbagh, yapılan diplomatik temaslarda, İsrail'in işgali altındaki Golan Tepeleri'nin geleceğinin hiçbir şekilde ele alınmadığını özellikle vurguladı. Suriye'nin barışçıl ve diplomatik yolları öncelediğini ifade eden temsilci, Golan'ın Suriye toprağı olduğunu ve ülkesinin bu bölgenin tamamını İsrail'den geri alma hakkını saklı tuttuğunu söyledi.
BM'den Tarihi Karar: İşgal Yasa Dışı İlan Edildi
Bu açıklamaların ardından, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan önemli bir karar geldi. Mısır tarafından sunulan ve "Suriye'nin Golan'ı" başlığını taşıyan karar tasarısı, oylamaya sunuldu. Oylama sonucunda, 123 üye ülke "evet" oyu kullanırken, İsrail ve ABD'nin de aralarında bulunduğu 7 ülke "hayır" oyu verdi. 41 ülke ise çekimser kaldı.
Kabul edilen karar, İsrail'in Suriye Golan bölgesini işgalini ve fiili ilhakını yasa dışı ilan etti. Kararda, bu durumun bölgede adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışa ulaşmanın önünde bir engel teşkil ettiği belirtildi. Ayrıca İsrail'den, 4 Haziran 1967 sınırına kadar çekilmesi ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyması talep edildi.
Golan Tepeleri Sorununun Tarihçesi
Golan Tepeleri sorunu, İsrail'in 1967 Altı Gün Savaşı sırasında bölgeyi işgal etmesiyle başladı. Suriye, 1973'te Mısır ve diğer Arap ülkeleriyle birlikte bu toprakları geri almak için askeri harekât başlattı ancak bu girişim başarısız oldu. İki ülke, 1974'te ateşkes anlaşması imzalayarak askeri çatışmayı sonlandırdı ve bölgeye BM barış gücü askerleri konuşlandırıldı.
İsrail, 1981 yılında Golan Tepeleri'ni tek taraflı olarak ilhak ettiğini açıkladı. Ancak uluslararası toplum, BM Güvenlik Konseyi'nin 497 sayılı kararı uyarınca bu kararı hiçbir zaman tanımadı. Son BM Genel Kurul kararı da bu uluslararası tutumu bir kez daha teyit etmiş oldu.