
Dünya sahnesinde yıllardır kanayan bir yara olan İsrail-Filistin meselesi, BM'nin en üst düzeyinden çarpıcı bir açıklamayla gündeme oturdu. Antonio Guterres, adeta diplomasi dilinden sıyrılarak gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
New York'taki BM Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısı, beklenenden çok daha sert ifadelere sahne oldu. Guterres'in ses tonundaki o kararlı vurgu, dinleyen herkese 'artık yeter' dedirten cinstendi. "Bölgede kalıcı barışın tek yolu, iki devletli çözümden geçer" sözleri, odada adeta yankılandı.
Uluslararası Toplumun Beklentisi Net
Aslında Guterres tam da uluslararası toplumun hissettiği ama bir türlü yüksek sesle söyleyemediği gerçeği dile getirdi. İsrail'in Filistin'deki varlığını meşrulaştırmaya yönelik hamleleri, barış sürecinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor. BM lideri, bu konuda hiçbir tereddüt bırakmadı.
Peki ya İsrail'in tepkisi? Tahmin edileceği üzere Netanyahu hükümetinden sert bir yanıt geldi. İsrail yetkilileri, BM'nin bu açıklamasını "gerçekleri çarpıtmak" olarak nitelendirirken, kendi güvenlik endişelerinin görmezden gelindiğini iddia etti. Oysa Guterres tam da bu noktaya parmak basıyor: Güvenlik endişeleri, başka bir halkın self-determinasyon hakkını yok saymak için gerekçe olamaz.
Diplomasi Tıkanmış Durumda
Şu anki durum içler acısı. Müzakereler tıkanmış vaziyette, taraflar arasında güven diye bir şey kalmamış. Filistin tarafı uluslararası kurumlara üyelik için başvururken, İsrail yerleşim faaliyetlerini hız kesmeden sürdürüyor. BM ise bu kısır döngüyü kırmak için son bir hamle yapmış gibi görünüyor.
Guterres'in bu çıkışı, aslında Washington'daki yönetim değişikliği sonrası oluşan yeni diplomasi ortamının da bir yansıması. Biden yönetimi, Trump döneminin aksine daha geleneksel bir diplomasi izliyor. Fakat iş İsrail-Filistin meselesine gelince, her zamanki gibi işler yavaş ilerliyor.
Peki Ya Sonuç?
BM Genel Sekreteri'nin bu net mesajı, bölgede yeni bir sayfa açılması için son şans olabilir mi? Yoksa bu sözler de diğerleri gibi havada mı kalacak? Gerçek şu ki, uluslararası toplum artık daha kararlı görünüyor. İki devletli çözüm, çoğu ülke için kırmızı çizgi haline geldi.
Filistin halkının çektiği acılar, İsrail'in güvenlik endişeleri... Tüm bu karmaşık denklemde tek bir gerçek var: Kalıcı barış, ancak iki halkın da kendi kaderini tayin hakkı tanındığında mümkün olacak. Guterres'in de dediği gibi, başka bir yol yok.