BM'nin Gelecek Krizi: 80. Yılında Dünya Liderleri Acil Çözüm Peşinde
BM'nin Gelecek Krizi: 80. Yılında Acil Çözüm Arayışı

Evet, tam seksen yıl oldu. Neredeyse bir insan ömrü kadar zaman geçmiş üzerinden. 1945'te savaşın yaralarını sarmak için kurulan Birleşmiş Milletler, bugün kendi geleceğini kurtarmaya çalışıyor adeta. Dünya liderleri bu kez başkalarının değil, kendi evlerinin yangınını söndürmek için toplanmış durumda.

Aslında durum hiç de iç açıcı değil. BM Genel Sekreteri'nin ofisinden sızan bilgilere göre, örgüt bir 'varoluşsal kriz'le karşı karşıya. Kimileri bunu abartılı bulsa da, rakamlar ve gelişmeler oldukça net konuşuyor.

Küresel Sorunlar, Yerel Çözümsüzlükler

İklim değişikliği mi dersiniz, göç krizi mi? Hepsi BM'nin masasında duruyor ama sandalyelerde oturanların fikir birliğine varması neredeyse imkansız gibi. Öyle ki, son beş yılda alınan kararların sadece yüzde 30'u uygulamaya geçebilmiş. Geri kalanı ise bürokrasinin kırmızı bantları arasında kaybolup gitmiş.

Bir diplomatın dediği gibi: "BM artık konuşma kulübüne dönüştü. Herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyor." Sert bir eleştiri belki, ama haksız da sayılmaz.

Yapısal Reform Çabaları

Peki çözüm ne? İşte bu noktada devreye yapısal reform talepleri giriyor. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri - ki bu beş ülke dünya nüfusunun sadece yüzde 7'sini temsil ediyor - veto yetkilerini bırakmaya pek yanaşmıyor. Ancak dünya 1945'teki dünya değil artık.

  • Afrika ülkeleri daha fazla temsil istiyor
  • Gelişmekte olan ülkeler karar mekanizmalarında söz sahibi olmak istiyor
  • Küçük ada devletleri iklim krizinde kendilerine yer arıyor

Yani herkesin derdi farklı aslında. Ortak nokta ise mevcut sistemin artık işlemediği.

Finansal Kısıtlamalar ve Bütçe Sorunları

Parasız iş mi döner? BM için de aynı kural geçerli maalesef. Örgütün bütçesi son on yılda yüzde 40 artmış görünse de, enflasyon ve artan operasyon maliyetleri düşünüldüğünde aslında reel olarak azalmış durumda.

Üye ülkelerin katkı paylarını zamanında ödememesi de cabası. Bazı büyük ekonomiler bile borçlarını geciktiriyor. Bu da BM'nin insani yardım operasyonlarını sekteye uğratıyor doğal olarak.

"Para pul değil ama onsuz da olmuyor" demiş atalarımız. BM için de durum aynen böyle.

Teknoloji ve Dijital Dönüşüm

21. yüzyılda hala kağıt belgelerle mi uğraşılır? BM'nin dijital dönüşüm çabaları ise maalesef yavaş ilerliyor. Pandemi döneminde uzaktan çalışmaya geçiş zorunluluğu bir miktar ivme kazandırmış olsa da, bürokratik engeller aşılamıyor.

Yapay zeka, blockchain gibi teknolojiler diplomasi dünyasında henüz yeterince benimsenmiş değil. Oysa bu araçlar karar alma süreçlerini hızlandırabilir, şeffaflığı artırabilir. Ama ne yazık ki, "eski kurtlar" yeni numaralara pek sıcak bakmıyor.

Gelecek Senaryoları

Peki bundan sonra ne olacak? İşte asıl mesele bu. Uzmanlar üç olası senaryodan bahsediyor:

  1. Kademeli Reform: Mevcut sistem içinde küçük değişiklikler
  2. Köklü Yeniden Yapılanma: Tamamen yeni bir sistem arayışı
  3. Paralel Yapılar: BM dışında yeni uluslararası örgütlerin kurulması

Hangisi gerçekleşir bilinmez ama bir şey kesin: Dünya 80 yıl öncesinin dünyası değil. Kurumların da bu değişime ayak uydurması şart.

Sonuç olarak, BM'nin geleceği sadece diplomatların değil, hepimizin meselesi. Çünkü küresel sorunlar artık sınır tanımıyor. Ya birlikte çözeceğiz ya da hep birlikte batacağız. Tercih bizim.