Tam da dünyanın iklim kriziyle boğuştuğu şu günlerde, Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'dan önemli bir diplomatik hamle daha. BM-Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sharif'le bir araya gelen Erdoğan, adeta küresel sorunlara yerel çözümler üretmenin gerekliliğine dikkat çekti.
Görüşme öyle sıradan bir diplomatik temas değildi - hayır. İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri, afet yönetiminde izlenmesi gereken yollar ve insani yardım mekanizmalarının nasıl daha etkin hale getirilebileceği konuşuldu. Sanki dünya liderlerinin eşleri de artık küresel diplomaside aktif rol alıyor gibi.
İşbirliğinin Altı Çizildi
Emine Erdoğan'ın şu sözleri oldukça manidardı: "İklim değişikliği ve afetler karşısında dayanışma içinde olmalıyız." Gerçekten de öyle değil mi? Doğa bize sınır tanımıyorsa, biz insanların da sınırları aşan işbirlikleri geliştirmesi gerekiyor.
BM-Habitat'ın kentsel gelişim ve insani yardım konusundaki deneyimleriyle Türkiye'nin bu alandaki tecrübelerinin harmanlanması, belki de birçok ülkeye örnek olacak projelerin doğmasına vesile olacak. Kim bilir?
Afet Yönetimi ve Dayanıklılık
Görüşmede üzerinde özellikle durulan konulardan biri de afet yönetimiydi. Türkiye'nin deprem gerçeği malum - bu konuda edinilen tecrübeler, uluslararası arenada paylaşılacak kadar değerli. BM-Habitat yetkilileri de bu birikimin farkında gibi görünüyor.
Şu an düşününce, aslında her afetin ardından toparlanma sürecinde öğrendiğimiz her şey, bir sonraki felakette daha hazırlıklı olmamızı sağlıyor. İnsanlık olarak bu acı tecrübelerden ders çıkarmak zorundayız.
Görüşmenin belki de en çarpıcı yanı, insani yardım konusundaki karşılıklı taahhütler oldu. Emine Erdoğan'ın bu alandaki kişisel ilgisi ve çabaları biliniyor - BM yetkilisiyle yaptığı görüşme de aslında bu çabanın bir uzantısı sayılır.
Sonuç olarak, bu tür üst düzey görüşmeler sadece protokol gereği yapılan temaslar değil. İklim krizi, afetler ve insani yardım gibi küresel sorunlara çözüm arayışının somut adımları. Emine Erdoğan'ın bu görüşmesi de Türkiye'nin uluslararası arenadaki insani diplomasi çabalarının bir parçası olarak kayıtlara geçti.