
New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezi adeta tarihe tanıklık ediyordu. Tam da Genel Kurul'un o heybetli koridorlarında, beklenmedik bir diplomatik dans sahnelendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski ABD Başkanı Donald Trump'ı bir araya getiren o an, basın mensuplarının flaşlarıyla aydınlandı.
Aslında kimse böyle bir buluşmanın bu kadar erken gerçekleşeceğini tahmin etmiyordu. Ama işte oldu - Gazze'deki insani dramın gölgesinde, iki güçlü lider yüz yüze geldi. Görüntüler gerçekten çarpıcıydı.
Zirvenin Arka Planındaki Gerilim
BM Genel Kurulu'nun bu yılki gündemi oldukça yoğundu. Özellikle Gazze'de yaşanan insani kriz, tüm dünya liderlerinin öncelikli maddesiydi. Erdoğan'ın bu konudaki tutumu ise oldukça net: "Artık bu trajediye son verilmeli" diyordu adeta her fırsatta.
Trump tarafına bakacak olursak... Eski başkanın diplomatik arenadaki varlığı her zaman sürprizlerle dolu. Bu seferki temasları da aynı şekilde dikkat çekiciydi. İnsan merak ediyor - acaba hangi konular masaya yatırıldı?
Görüşmenin Detayları
Kaynaklara göre, iki lider öncelikle bölgedeki insani yardım çalışmalarını ele aldı. Erdoğan'ın ısrarla vurguladığı "acil ateşkes" talebi, görüşmenin temel eksenini oluşturdu. Trump'ın bu konudaki yaklaşımı ise - tahmin edilebileceği gibi - biraz daha temkinliydi.
Şunu itiraf etmeliyim: İki liderin vücut dilleri oldukça ilginçti. Bazen gergin, bazen samimi anlar yaşandı. Özellikle el sıkışma anı, fotoğrafçılar için altın değerinde bir kareydi.
- İnsani koridorların genişletilmesi
- Sivil kayıpların önlenmesi
- Bölgesel istikrar arayışları
- Ekonomik iş birliği potansiyeli
Aslında bu buluşma sadece Gazze meselesinden ibaret değildi. İki ülke arasındaki geniş çaplı ilişkiler de - ister istemez - masaya yatırılmış oldu. F-35'lerden S-400'lere, Suriye'den Ukrayna'ya uzanan bir yelpaze... Kısacası, oldukça kapsamlı bir gündem vardı.
Diplomasinin Yeni Yüzü mü?
Bu tür zirveler her zaman ilginç sonuçlar doğurur. Özellikle Trump gibi 'geleneksel diplomasi kurallarını' hiçe sayan bir ismin böyle bir ortamda nasıl performans sergileyeceği merak konusuydu. Açıkçası, beklenenden daha uyumlu bir tavır sergilediğini söyleyebilirim.
Erdoğan tarafı ise her zamanki gibi stratejik ve hesaplıydı. Gazze konusundaki kararlı duruşunu yumuşatmadan, ama aynı zamanda diyaloğu kesmeden bir denge kurmayı başardı. Gerçekten takdire şayan bir performanstı.
Peki ya sonra? Bu görüşmenin somut çıktıları ne olacak? Şahsen, en azından insani yardım konusunda olumlu adımlar atılacağını düşünüyorum. Ama tabii ki - diplomasi her zaman sürprizlere açık bir alan.
Son bir not: Bu buluşma, uluslararası arenada Türkiye'nin ne kadar etkili bir aktör olduğunu bir kez daha gösterdi. Erdoğan'ın küresel meselelerdeki inisiyatif alabilme kapasitesi, gerçekten etkileyici.