
New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaşananlar, adeta diplomatik bir deprem etkisi yarattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kürsüden yaptığı o konuşma, salonu sessizliğe boğarken, uluslararası medyanın da bir numaralı gündem maddesi haline geldi.
Aslında beklenenin çok ötesinde bir etki yarattı bu konuşma. Öyle ki, dünya basınında çıkan haberlerin tamamına yakınında 'tarihi' ve 'çarpıcı' ifadeleri kullanıldı. Kimi yorumcular 'cesur' bulduğunu söylerken, kimi de 'diplomasi dilinin sınırlarını zorlayan' bir üslup olarak nitelendirdi.
İsrail-Filistin Meselesine Odaklanan Çağrı
Konuşmanın belki de en dikkat çekici yanı, İsrail-Filistin meselesine yapılan vurguydu. Erdoğan'ın "Bu vahşetin sebebi olabilir mi?" sorusu, özellikle Arap medyasında geniş yer buldu. Aslında bu soru, bölgedeki son gelişmelere dair ciddi bir eleştiri içeriyordu.
Filistin'deki insani duruma dikkat çeken Cumhurbaşkanı, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. "Artık seyirci kalmak mümkün değil" mesajı, birçok delegede yankı buldu. Hatta salondaki bazı diplomatların, bu sözler sırasında not aldıkları gözlendi.
Dünya Basınında Yankılar
Medya tarafında işler daha da ilginçti. Sabah gazetesinin haberine göre, konuşma dünya çapında yankı uyandırdı. Özellikle Orta Doğu medyası, Erdoğan'ın Filistin meselesindeki tutumunu öne çıkaran başlıklar attı.
Batı medyası ise daha temkinli yaklaştı. Kimi yayın organları konuşmayı 'sert' olarak nitelendirirken, kimi de 'bölgesel dengeleri gözeten' bir yaklaşım olarak değerlendirdi. Ancak herkesin ortak noktası, konuşmanın etkisinin uzun süre devam edeceği yönündeydi.
BBC'den bir muhabir, "Erdoğan'ın bu çıkışı, BM tarihindeki en etkili konuşmalardan biri olarak hatırlanacak" yorumunu yaptı. Bu kadar kesin bir ifade, aslında konuşmanın ne denli etkili olduğunu gösteriyor.
Diplomatik Çevrelerden Tepkiler
Kulislerde ise hareketlilik hiç dinmedi. Bir Avrupa diplomatı, "Beklemediğimiz bir anda geldi bu konuşma. Gündemi tamamen değiştirdi" derken, bir Arap delegesi de "Bölge ülkelerinin sesi oldu" yorumunu yaptı.
Aslında işin ilginç yanı, konuşmanın sadece içeriği değil, zamanlamasıydı. Tam da uluslararası ilişkilerin gerildiği bir dönemde, bu denli net bir pozisyon almak, birçok çevrede şaşkınlıkla karşılandı.
Kim bilir, belki de bu konuşma, önümüzdeki dönemde yaşanacak diplomatik gelişmelerin habercisiydi. Zira Erdoğan'ın "Artık yeter" mesajı, birçok ülke için ciddi bir uyarı niteliği taşıyordu.