Uluslararası arenada son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin bölgedeki etkin konumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Filistin'in Birleşmiş Milletler nezdindeki Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, önemli açıklamalarda bulundu.
Mansur, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin meselesine yaklaşımını değerlendirirken kelimeleri özenle seçti. "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rolü" diye başladığı cümlesinde, bu rolün ne denli kritik olduğunu vurgulamak istediği her halinden belliydi.
Diplomasinin Gölgedeki Kahramanı
Aslında bakarsanız, uluslararası ilişkilerde bazen söylenmeyenler, söylenenlerden daha fazla şey anlatır. Mansur'un üzerine basa basa altını çizdiği nokta, Türkiye'nin bu süreçteki "gerçek katma değeri" oldu. Öyle ya, diplomasi dünyasında her ülkenin söylediği kadar, yaptıkları da önemlidir.
Peki nedir bu katma değer? Mansur'a kulak verirsek, Türkiye'nin sadece sözle kalmayıp somut adımlar attığını, bölgede denge unsuru olarak hareket ettiğini anlıyoruz. Kimi zaman perde arkasında, kimi zaman ise sahnenin tam ortasında...
Küresel Satranç Tahtasında Kritik Hamle
Dünya siyaseti satranç oyununa benzer bazen. Her hamle düşünülmüş, her taş yerli yerine oturtulmuştur. İşte tam da bu noktada Türkiye, Filistin davasında stratejik bir figür olarak öne çıkıyor. Mansur'un deyimiyle -ki bunu özellikle belirtmek istedi- "gerçek bir katma değer" sunuyor.
Belki de en çarpıcı olanı, bu desteğin sadece retorikten ibaret olmaması. Pratikte, masada, görüşmelerde kendini hissettiren bir varlıktan söz ediyoruz. Uluslararası camianın içinde bulunduğu bu karmaşık dönemde, Türkiye'nin tutumu adeta bir denge unsuru işlevi görüyor.
Mansur'un açıklamaları aslında şunu gösteriyor: Bölgesel ve küresel meselelerde Türkiye'nin söz hakkı var, hem de fazlasıyla. Ve bu söz, sadece kendi çıkarları için değil, bölgenin diğer aktörleri için de değer taşıyor.
Son tahlilde, diplomasi denen şey böyle bir şey olsa gerek. Bazen bir temsilcinin ağzından çıkan birkaç cümle, sayfalar dolusu raporun anlatamadığını anlatıverir. Riyad Mansur'un sözleri de tam olarak bunu yapıyor - Türkiye'nin bölgedeki etkin pozisyonunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
