Paris'ten gelen açıklama adeta diplomasi dünyasında bir şimşek gibi çaktı. Fransa Dışişleri Bakanlığı, İsrail'e yönelik beklenmedik bir hamleyle uluslararası arenada yankı uyandırdı. İşte olan bitenin ayrıntıları...
Fransız diplomasisinin sözcülerinden biri, neredeyse her kelimesi özenle seçilmiş bir açıklamayla ortaya çıktı. "Uluslararası Adalet Divanı'nın danışma görüşüne saygı duyulması gerektiğini düşünüyoruz" dedi, sonra da şunu ekledi: "Bu, hukukun üstünlüğünün temel bir meselesidir."
Hukuk mu, Siyaset mi?
Aslında mesele sandığımızdan daha karmaşık. UAD'nin Filistin topraklarındaki işgalle ilgili görüşü - ki bu görüş bağlayıcı değil danışma niteliğinde - uluslararası hukuk çevrelerinde ciddi tartışmalara yol açmıştı. Fransa'nın bu hamlesi, Avrupa'nın Ortadoğu politikalarında yeni bir sayfa mı açıyor? Kim bilir...
Şunu söylemeliyim ki, Fransızların bu çıkışı hiç de sürpriz değil aslında. Son dönemde Avrupa başkentlerinde İsrail politikalarına yönelik eleştiriler giderek artıyor. Paris'in bu adımı, diğer AB ülkelerine de bir mesaj niteliğinde sanki.
Peki Ya Pratikte Ne Değişecek?
İşte can alıcı soru bu! Danışma görüşleri hukuken bağlayıcı olmasa da - bu önemli bir ayrıntı - ahlaki ve siyasi ağırlığı yadsınamaz. Fransa'nın bu çağrısı, İsrail'e yönelik uluslararası baskının artacağının işareti olabilir mi? Belki de evet.
Görünen o ki, diplomasi koridorlarında yeni bir satranç oyunu başlıyor. Fransızlar açılış hamlesini yaptı, şimdi sıra diğer aktörlerde. İsrail'in tepkisi ne olacak? ABD bu gelişmeler karşısında ne yapacak? Tüm bu soruların cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bir düşünün: Uluslararası ilişkilerde bazen küçük bir hamle, büyük dalgalar yaratabilir. Fransa'nın bu adımı da öyle bir dalganın başlangıcı olabilir - ya da sadece diplomatik bir jestten ibaret kalabilir. Zaman gösterecek.
