Dünya liderleri adeta nefesini tutmuşken, İstanbul'dan yükselen ses tüm bölgeye yayıldı. Evet, Gazze için düzenlenen o kritik zirve sona erdi ve ortaya çıkan bildiri gerçekten çarpıcıydı.
Bildiride İsrail'in -hemen şimdi- ateşkes ilan etmesi gerektiği vurgulandı. Sanki zamanın ruhu değişmişti; artık uluslararası toplumun sabrının tükendiği açıkça görülüyordu.
Zirveden Yansıyanlar: İşgal ve Savaş Suçları Vurgusu
Ortak metinde şu ifadeler dikkat çekiciydi: "İsrail'in işgal politikaları kabul edilemez". Bu, diplomasi dilinde oldukça güçlü bir ifade aslında. Ayrıca İsrail'in işlediği iddia edilen savaş suçlarının uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiği de vurgulandı.
Peki ya Filistin? Onlar için somut adımlar da atılıyor. Bildiride, Filistin Devleti'nin tanınması ve Birleşmiş Milletler'de tam üye olması gerektiği açıkça belirtildi. Bu, uzun süredir beklenen bir hamleydi doğrusu.
İnsani Yardım Köprüsü: Hayat Kurtarmak İçin Zaman Daralıyor
Gazze'ye insani yardım ulaştırılması konusunda acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı. Zirvede, bölgeye kalıcı insani yardım koridoru oluşturulması fikri masaya yatırıldı. Bu koridorun hayata geçmesi, binlerce insanın hayatını kurtarabilir.
İsrail'in Gazze'deki yerleşim birimlerine yönelik saldırılarının durdurulması çağrısı da bildiride yer aldı. Bu saldırıların sivil kayıpları artırdığı ve insani krizi derinleştirdiği ifade edildi.
Uluslararası Topluma Sert Mesaj: Çifte Standart Kabul Edilemez
Zirveden çıkan en önemli mesajlardan biri de uluslararası topluma yönelikti. Bildiride, "çifte standartlı yaklaşımların" kabul edilemeyeceği vurgulandı. Bu, bazı Batılı ülkelerin İsrail'e yönelik tutumuna açık bir eleştiri niteliğindeydi.
Sonuç olarak, İstanbul'daki bu zirve Gazze konusunda yeni bir sayfa açtı. Ortak bildiri, bölgede kalıcı barış için atılması gereken adımları net bir şekilde ortaya koydu. Şimdi gözler uluslararası toplumun bu çağrılara nasıl yanıt vereceğinde...
