Birleşmiş Milletler'e bağlı kuruluşların hazırladığı son rapor, Gazze'deki insani durumun ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) analizine göre, bölgede en az 1.6 milyon kişi, Nisan 2026'nın ortalarına kadar ciddi bir açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Rakamlarla Gazze'deki Gıda Krizi
1 Aralık 2025 ile 15 Nisan 2026 arasındaki dönemi kapsayan IPC raporu, durumun vahametini sayılarla ortaya koyuyor. 1.6 milyon insanın 1.03 milyonu 'kriz' seviyesi olarak tanımlanan 3. aşamada, 571 bin kişi 'acil durum' anlamına gelen 4. aşamada yer alıyor. Raporda en çarpıcı veri ise, 1900 kişinin halen 'kıtlık' seviyesi olan 5. aşamada bulunması.
Rapor, 10 Ekim 2025'te ilan edilen ateşkes sonrasında gıda güvenliği ve beslenmede bazı iyileşmeler kaydedildiğini kabul etse de, genel tablonun son derece endişe verici olduğunun altını çiziyor. Mevcut iyileşmelerin sürdürülebilir olması, insani yardım ve ticari erişimin kesintisiz ve genişletilmiş bir şekilde devam etmesine bağlı.
Çocuklar ve Anneler En Hassas Grup
Krizden en ağır etkilenen kesimlerin başında çocuklar ve anneler geliyor. Raporda, Ekim 2025 ile Ekim 2026 arasında Gazze Şeridi genelinde 6-59 aylık yaklaşık 101 bin çocukta akut yetersiz beslenme vakası görülmesinin beklendiği belirtiliyor. Bu vakaların 31 bininin ise 'ağır' kategoride olacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca, 37 bin hamile ve emziren kadının acil beslenme desteğine ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Bu veriler, insani yardım çabalarının önceliğinin kimler olması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Sürdürülebilir Barış ve Erişim Hayati Önem Taşıyor
IPC raporu, Gazze'deki durumun son derece kırılgan olduğu konusunda uyarıda bulunuyor. En kötü senaryo altında, yani yeniden çatışmaların başlaması ve insani yardımların durması halinde, Nisan 2026 ortasına kadar Gazze Şeridi'nin tamamının kıtlık riskiyle karşı karşıya kalabileceği vurgulanıyor.
Bu nedenle, elde edilen kırılgan iyileşmenin kalıcı hale gelmesi için sürdürülebilir bir barış ortamı ve insani yardım koridorlarının kesintisiz işlemesi büyük önem taşıyor. Uluslararası toplumun, bölgedeki akut gıda güvensizliği sorununu çözmeye yönelik çabalarını artırması gerekiyor.
