BM Güvenlik Konseyi'nin o buz gibi New York'taki toplantı salonunda, beklenmedik bir ses yankılandı. Uzak Doğu'dan gelen bu ses, Ortadoğu'nun kanayan yarasına parmak basıyordu. Güney Kore Dışişleri Bakanı Cho Tae-yul'un kelimeleri, adeta diplomasi dünyasında bir şimşek çaktırdı.
"Artık bu kısır döngü son bulmalı" diyordu Cho, o her zamanki sakin ama kararlı tonuyla. Ve ekliyordu: "Kalıcı barışın tek yolu, iki devletli çözümden geçer."
İnsani Dram ve Acil Çağrı
Gazze'deki insani durum? Tam bir kabus. Bakan'ın ifadeleri, bu kabusu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor: "Gazzeliler temel insani ihtiyaçlardan bile yoksun. Yiyecek, su, ilaç... Hayatta kalmaları için gerekli her şey."
Cho'nun acil ateşkes çağrısı, sadece diplomatik bir jest değil. İnsani bir çığlık adeta. "Silahlar susmalı, yardımlar bölgeye ulaşmalı" diye ısrar ediyor. Çünkü biliyor ki her geçen dakika, daha fazla can kaybı demek.
Güney Kore'nin Denge Politikası
Aslında ilginç olan şu: Güney Kore, İsrail'e savunma teknolojisi sağlayan önemli bir partner. Yani bu açıklama, bazı çevrelerde şaşkınlık yarattı. Ama Seul yönetimi, insani değerlerle stratejik çıkarlar arasında bir denge kurmaya çalışıyor belli ki.
Uluslararası toplumun tepkisizliğine ise gizli bir eleştiri var Cho'nun sözlerinde: "BM'nin insani yardım çabalarını tam olarak destekliyoruz" derken, aslında diğer ülkelere de sessiz bir çağrı yapıyor.
Bu açıklama, Güney Kore'nin Ortadoğu politikasında bir dönüm noktası olabilir mi? Kim bilir... Kesin olan bir şey var: Dünya, bu kanayan yaraya çare arayışında yeni bir ses daha kazandı.
Ve bu ses, Uzak Doğu'dan yükseliyor.
