Dünya sahnesinde ender rastlanan o itiraflardan biri daha... Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, insanlık tarihinin en eski ve en acımasız silahlarından birinin hâlâ aktif olarak kullanıldığını gözler önüne serdi. Açlık. Evet, yanlış duymadınız.
New York'taki BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı o tarihi konuşmada Guterres'in sesindeki o titreme, sadece bir diplomatın endişesini değil, adeta bir insanlık dramının yankılarını taşıyordu. "Açlığın silah olarak kullanılması" ifadesi, odada adeta bir şok etkisi yaratmıştı.
Rakamlar Değil, İnsan Hikayeleri
Guterres'in altını çizdiği nokta şuydu: Dünyada 30'dan fazla ülkede 140 milyonu aşkın insan akut açlıkla boğuşuyor. Ama asıl vurucu olan, bu rakamların soğuk istatistikler olmaktan çıkıp, kasıtlı politikalarla yaratılan birer insanlık trajedisine dönüşmüş olması.
"Gıda sistemlerine yönelik saldırılar" diyor Guterres, "sadece askeri hedefler değil, doğrudan sivil halkın moralini ve direncini kırmak için kullanılıyor." Sudan'dan Gazze'ye, Ukrayna'dan Afrika'nın çeşitli bölgelerine kadar uzanan bu korkunç senaryo, modern savaşların yüzleşmekten kaçındığı çirkin yüzünü gösteriyor.
Uluslararası Hukuk Çökerken
Peki ya uluslararası hukuk? Guterres'in de belirttiği gibi, insanlık suçu kapsamına giren bu uygulamalar karşısında küresel toplum ne yapıyor? Cevap içler acısı: Çok az şey.
- Gıda tedarik hatlarının kasıtlı olarak kesilmesi
- Tarım arazilerinin sistematik şekilde tahrip edilmesi
- Humanitarian yardımların engellenmesi
- Gıda fiyatlarının manipülasyonu
Bunlar artık savaş stratejilerinin rutin parçaları haline gelmiş durumda. Ve en trajik olanı, en çok kadınları ve çocukları vuruyor olması.
Bir Uyarıdan Daha Fazlası
Guterres'in konuşması sıradan bir diplomatik uyarı değildi. Adeta bir çığlıktı. "Açlık silahının kullanılmasına son verilmesi" çağrısı, BM tarihindeki en güçlü ifadelerden biri olarak kayıtlara geçti.
Öyle ya, dünya bir yanda gıda israfıyla boğuşurken, diğer yanda milyonların kasıtlı politikalar yüzünden açlığa mahkum edilmesi, 21. yüzyıl insanlık için kara bir leke değil de nedir?
Guterres son sözlerinde umuda da yer verdi belki, ancak dinleyenlerin zihninde asıl kalan, insanlığın bu en temel ihtiyacının nasıl bir savaş aracına dönüştürülebildiği sorusuydu. Cevabını bulmak içinse dünya liderlerinin aynaya bakması yeterli olacak gibi görünüyor.
