Dünya siyasetinin nabzının attığı o kritik telefon konuşması nihayet gerçekleşti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna'nın lideri Volodymyr Zelenski'yi arayarak hem savaşın gidişatını hem de barış için atılabilecek adımları masaya yatırdı. Görüşme, uluslararası arenada oldukça ses getirdi doğrusu.
İki lider arasındaki bu önemli diyalogda -şaşılacak şey- sadece resmi protokollerle sınırlı kalınmadı. Guterres'in samimi ve içten üslubu, Zelenski'nin kararlı duruşuyla birleşince ortaya gerçekten dikkat çekici bir görüşme çıktı. Kim bilir, belki de bu diyalog gelecekteki barış görüşmelerinin kapısını aralayacak.
Görüşmenin Perde Arkası
Telefonda konuşulanlar sadece savaşın seyriyle sınırlı değildi. Guterres, BM'nin Ukrayna'ya yönelik insani yardım çabalarını anlattı, Zelenski ise ülkesinin acil ihtiyaçlarını dile getirdi. İnsan hakları ihlalleri, sivil kayıplar, enerji krizi... Kısacası masaya yatırılmayan konu kalmadı.
Şunu itiraf etmeliyim ki, bu görüşme uluslararası diplomasi dünyasında tam anlamıyla şimşekleri üzerine çekti. Herkes aynı soruyu soruyor: Acaba bu telefon, dondurulmuş olan barış görüşmelerini yeniden canlandıracak mı? Cevabını zaman gösterecek elbette.
Zelenski'nin Kararlı Duruşu
Ukrayna lideri, görüşmede ülkesinin toprak bütünlüğünden asla taviz vermeyeceğini bir kez daha vurguladı. Onun bu kararlılığı -bana kalırsa- Rusya'ya gönderilen güçlü bir mesaj niteliğindeydi. Zelenski adeta "Biz buradayız ve pes etmeyeceğiz" diyordu.
Öte yandan, BM'nin Ukrayna'daki barış girişimlerine tam destek verdiğini de eklemek lazım. Guterres'in arabuluculuk rolü, bu karmaşık denklemde belki de en kritik faktör olacak.
Peki Ya Sonrası?
Görüşmenin hemen ardından diplomasi koridorlarında hummalı bir hareketlilik yaşandı. Herkes aynı sorunun peşinde: Bu telefon görüşmesi acaba yeni bir barış sürecinin habercisi mi? Yoksa sadece rutin bir diplomatik temas mı?
Bana sorarsanız -ki soruyorsunuz- bu görüşme kesinlikle sıradan bir diplomatik temas değildi. İki lider arasındaki samimi diyalog, gelecekte atılacak adımların sinyalini veriyor gibiydi. Tabii bunu zaman gösterecek.
Uluslararası toplumun gözü kulağı şimdi bu iki liderin bir sonraki hamlesinde. Acaba barış için yeni bir şans doğacak mı? Yoksa savaşın gölgesi daha uzun süre üzerimizden kalkmayacak mı? Cevabını hep birlikte göreceğiz.