
Hamas'ın üst düzey isimlerinden İsam Eldin, bugün yaptığı açıklamayla uluslararası camiayı salladı. Filistin'i resmen tanıyan ülkeleri selamlayan Eldin, bu hamleleri "tarihi bir adım" olarak nitelendirdi. Peki ama bu tanıma süreci neden bu kadar kritik?
Eldin'in sözleri diplomasi dünyasında yankılanırken, "Bu kararlar, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tescilidir" ifadeleri dikkat çekti. Hamas yetkilisi, Filistin davasına destek veren tüm ülkelere teşekkürlerini iletti – ki bu oldukça önemli bir diplomatik hamle aslında.
Uluslararası Destek Artıyor: Yeni Tanımalar Bekleniyor mu?
Son dönemde İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i tanıma kararı adeta domino etkisi yarattı. Eldin, bu gelişmeleri "cesur ve önemli" bulduğunu vurgularken, diğer ülkelere de benzer adımlar atma çağrısında bulundu. Acaba sırada hangi ülkeler var?
Aslında bu tanıma hareketi – her ne kadar sembolik görünse de – Filistin'in uluslararası arenadaki meşruiyetini güçlendiriyor. Hamas yetkilisi, "Bu kararlar, Filistin halkının topraklarında özgürce yaşama hakkının tanınmasıdır" diye ekliyor.
İsrail'in Tepkisi ve Bölgesel Dinamikler
Tabii bu gelişmelere İsrail'den sessiz kalınmadı. Netanyahu hükümeti, bu tanıma kararlarını "teröre ödül" olarak nitelendirerek şiddetle kınadı. Fakat uluslararası toplumun bakış açısı giderek değişiyor gibi görünüyor.
Eldin, İsrail'in işgal ve saldırı politikalarının Filistin halkının direniş hakkını doğurduğunu savunurken, "Siyonist rejimin agresif tutumu bölgesel istikrarı tehdit ediyor" ifadelerini kullandı. Oldukça sert bir dil bu.
Sonuç olarak: Ortadoğu diplomasisi yeni bir evreye mi giriyor? Hamas'ın bu çağrıları uluslararası arenada nasıl karşılanacak? Şimdi gözler diğer Avrupa ülkelerine çevrildi – kim sonraki hamleyi yapacak?