
Londra'dan gelen son dakika haberi, uluslararası diplomasi sahnesinde adeta bomba etkisi yarattı. İngiliz Savunma Bakanlığı, köklü bir kurum olan Kraliyet Savunma Araştırmaları Koleji'ne (Royal College of Defence Studies) İsrail uyruklu öğrencilerin kabul edilmeyeceğini açıkladı. Bu, hiç şüphesiz, oldukça sıra dışı ve bir o kadar da düşündürücü bir karar.
Peki ama neden? Resmi açıklamalar, kararın 'güvenlik değerlendirmeleri ve operasyonel gereklilikler' doğrultusunda alındığını belirtiyor. Fakat diplomasi koridorlarında dolaşan söylentiler, durumun göründüğünden çok daha karmaşık olduğunu fısıldıyor. Kimi analistlere göre bu, İsrail'in Gazze politikalarına yönelik sessiz ama son derece anlamlı bir tepki niteliği taşıyabilir.
Kurallar Aniden Değişti
Olayın en çarpıcı yanı ise zamanlaması. Bahsi geçen kolej, dünyanın dört bir yanından gelen üst düzey askeri personel ve devlet görevlilerine ev sahipliği yapan, prestiji yüksek bir eğitim kurumu. İsrailli yetkililer de dahil olmak üzere pek çok isim için buradaki eğitim, kariyerlerinde önemli bir basamak. Aniden değişen bu kural, planları altüst olan birçok kişiyi mağdur etmiş durumda. Haksızlık mı? Kesinlikle. Siyasetin soğuk yüzü mü? Muhtemelen.
İngiliz yetkililer, konuya ilişkin yaptıkları kısa açıklamada, 'mevcut küresel koşullar' ve 'stratejik önceliklerdeki revizyon' ifadelerini kullanmayı tercih etti. Standart bir bürokratik dil gibi görünse de, arka planda çok daha büyük bir puzzle'ın parçaları olduğu aşikar. Ordu içinde bile bu kararın şaşkınlıkla karşılandığı belirtiliyor.
Sonuçları Ne Olacak?
Bu hamle, İngiltere-İsrail ilişkilerinde nasıl bir gerilime yol açar? Şimdiden tahmin yürütmek zor. Diplomatik nehirler oldukça bulanık akıyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan henüz resmi ve sert bir açıklama gelmese de, önümüzdeki günlerde ilişkilerde bir soğuma yaşanması işten bile değil.
Son tahlilde, bu olay bize bir kez daha gösterdi ki uluslararası ilişkilerde dostluklar ve ittifaklar, sandığımızdan çok daha kırılgan. Bugünün müttefiki, yarın farklı bir politikanın parçası haline gelebiliyor. Londra'nın attığı bu imza, sadece bir üniversiteye öğrenci kabul etmeme kararı değil, aynı zamanda dünya siyasetine dair önemli bir mesaj niteliğinde.