Dünya siyaset sahnesinde fırtınalar koparan bir açıklama geldi. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, adeta bir bomba gibi patlayan sözleriyle uluslararası camiada şok etkisi yarattı.
Birleşmiş Milletler'e seslenen Petro'nun talebi netti: "Filistin halkının özgürleşmesi için özel bir ordu kurulsun!" Bu çağrı, dünya gündemine oturdu sanki. O kadar cesurca, o kadar pervasızca...
BM'nin İkiyüzlülüğüne Sert Eleştiri
Petro'nun eleştiri okları özellikle Birleşmiş Milletler'e yönelikti. "BM Güvenlik Konseyi, Filistin halkının katledilmesine göz yummakla suçludur" diyordu ve ekliyordu: "Bu kurum, dünyanın vicdanı olma iddiasında ama pratikte güçlülerin çıkarlarını koruyor."
Aslında haklı mıydı? BM'nin Filistin konusundaki etkisizliği herkesin malumu. Petro da tam bu noktaya parmak basıyordu. "Uluslararası toplum, bu trajediye seyirci kalamaz" diye haykırıyordu adeta.
Özgürlük Ordusu Fikri Nasıl İşleyecek?
Peki bu "özgürlük ordusu" nasıl çalışacak? Petro'nun vizyonu şöyle:
- Gönüllü devletlerden askeri birlikler
- BM çatısı altında değil, bağımsız yapı
- Filistin halkının güvenliğini sağlama misyonu
- Uluslararası hukuka uygun operasyonlar
Tabii bu fikir bazılarına ütopik gelebilir. Ama Petro'nun dediği gibi, "Bazen tarihi değiştirmek için radikal fikirlere ihtiyaç var."
İsrail'e Sert Tepki ve Sömürgecilik Eleştirisi
Kolombiyalı liderin İsrail'e yönelik sözleri de oldukça sertti. "İsrail devleti, Filistin topraklarında sömürgeci bir rejim inşa ediyor" diye konuştu. Bu ifadeler, diplomatik nezaket sınırlarını zorluyordu doğrusu.
Petro'ya göre İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak ilerliyordu. "BM'nin sayısız kararı var, ama uygulanmıyor" diye ekliyordu. Haklılık payı yok değil aslında.
Latin Amerika'dan Yükselen Ses
Bu açıklamayla Petro, Latin Amerika'nın Filistin davasına verdiği desteği bir kez daha gösterdi. Bölgedeki solcu liderler, tarihsel olarak Filistin yanlısı bir tutum sergiliyor zaten.
Kolombiya'nın bu çıkışı, uluslararası diplomaside yeni bir cephe açabilir mi? Zaman gösterecek. Ama şu kesin: Petro, dünya gündemine girmeyi başardı.
Sonuç olarak, bu fikir pratikte ne kadar uygulanabilir bilinmez. Ama Petro'nun dediği gibi, "Bazen imkansız görüneni talep etmek gerekir." Belki de değişim, tam da böyle cesur adımlarla başlıyor.
