
Washington'dan gelen son dakika hamlesi, uluslararası diplomasi sahnesini altüst etti. Evet, duyduğunuz doğru - Amerika Birleşik Devletleri, İran'a uygulanan Birleşmiş Milletler yaptırımlarını yeniden devreye soktu. Bu karar, adeta soğuk savaş dönemlerini hatırlatan bir diplomatik deprem yarattı.
Peki ne oldu da bu noktaya gelindi? Aslında hikaye, Trump döneminde başlıyor. Hatırlarsınız, o zamanlar ABD nükleer anlaşmadan çekilmiş ve yaptırımları askıya almıştı. Şimdi ise tam tersi yönde tarihi bir adım atıldı.
Kritik Kararın Perde Arkası
Olayın teknik detaylarına inecek olursak - ki bu kısım gerçekten karmaşık - ABD, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararı uyarınca "anlaşma ihlali" iddiasıyla bu süreci başlattı. Yani İran'ın nükleer taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle yaptırım mekanizması tetiklendi.
Bu ne demek şimdi? Demek ki İran'a silah ambargosu başta olmak üzere çeşitli kısıtlamalar yeniden hayata geçiyor. Bölgedeki güç dengeleri açısından bu kararın etkileri muazzam olacak gibi görünüyor.
Bölgesel Dengeler Altüst Oldu
Rusya ve Çin'in bu karara nasıl tepki vereceği ise merak konusu. Zira bu iki ülke, daha önce benzer girişimlere şiddetle karşı çıkmıştı. Şimdi masada yeni bir hamle bekliyoruz. Diplomatik satranç tahtasında kimin ne yapacağı hepimizi şaşırtabilir.
İran tarafı ise - tahmin edebileceğiniz gibi - bu kararı "yasadışı" olarak nitelendiriyor. Tahran yönetimi, Washington'ın bu hamlesinin uluslararası hukuku hiçe saydığını iddia ediyor. Ortadoğu'da gerilim tırmanıyor, bu net.
Peki ya Avrupa Birliği? Onların pozisyonu oldukça ilginç. Bir yandan nükleer anlaşmaya bağlılıklarını sürdürürken, diğer yandan ABD ile ilişkilerini zedelemek istemiyorlar. Zor durumda kaldıkları aşikar.
Sonuçları Ne Olacak?
Bu yaptırımların pratikte ne anlama geldiğine gelirsek:
- İran'ın konvansiyonel silah ithalatı ve ihracatı ciddi şekilde kısıtlanacak
- Balistik füze programı üzerindeki denetimler artacak
- Uluslararası finans sistemine erişimde yeni engeller çıkacak
Kısacası, İran ekonomisi için zor günler kapıda. Zaten enflasyonla boğuşan halkın yükü daha da ağırlaşacak gibi görünüyor. Bölgedeki gerilim ise - maalesef - tırmanmaya devam edecek.
Bu gelişme, nükleer müzakerelerin geleceğini de belirsizliğe sürüklüyor. Tüm tarafların nefesini tuttuğu bu kritik dönemde, bir sonraki hamleyi kimin yapacağı herkesten saklı.