İran'dan Uranyum Resti: 'Kesinlikle Kabul Edilemez' Tepkisi Yükseliyor!
İran'dan Uranyum Resti: Tepkiler Büyüyor

İran'ın son hamlesi, zaten gergin olan uluslararası ilişkileri bir kez daha ateşe verdi. Yüksek seviyede zenginleştirilmiş uranyum üretimini artırma kararı, Batılı başkentlerde adeta bir kabus senaryosunu gündeme getirdi. Nükleer anlaşmanın çöküşünden bu yana en ciddi provokasyonlardan biri olarak görülüyor bu adım.

Peki, tam olarak ne oldu? Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran'ın yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirme kapasitesini artırdığını doğruladı. Bu oran, nükleer silah yapımı için gerekli olan yüzde 90'a alarm verici derecede yakın. Durumun vahameti ortada.

Batı'dan Sert Tepki Yağmuru

Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık'ın ortak açıklamasındaki ifadeler oldukça net: "İran'ın bu hamlesi kesinlikle kabul edilemez." Açıklamada, İran'ın "hiçbir inandırıcı sivil gerekçesi olmadığı" vurgulanırken, bu tür eylemlerin "nükleer yayılma riskini ciddi şekilde artırdığı" uyarısı yapıldı. Diplomasi dilinde bu kadar sert ifadeler her gün kullanılmıyor, bu da durumun ciddiyetini gösteriyor.

Washington'dan gelen sesler de farklı değil. ABD yetkilileri, İran'ın "maksimum baskı" politikalarına rağmen nükleer programını ilerletmekte ısrar ettiğini belirtiyor. Sanki bir kısır döngünün içindeyiz: yaptırımlar artıyor, İran daha da sertleşiyor. Peki bu kısır döngü nasıl kırılacak? Kimse net bir cevap veremiyor şu an.

JCPOA'nın Hayaletleri

2015 yılında imzalanan ve İran'ın nükleer programını sınırlandırmayı amaçlayan JCPOA anlaşması, şu an adeta bir hayalet gibi. Anlaşmadan çekilen ABD ve diğer taraflar arasındaki güven kaybı, her türlü diplomasi çabasını baltalıyor. İran, Batı'nın yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederken, Batılı güçler İran'ın agresif tutumundan şikayetçi.

Bu, bildiğiniz klasik bir tavuk-yumurta ikilemi. Ancak buradaki riskler çok daha yüksek - nükleer silahlanma yarışı ve bölgesel istikrarsızlık tehdidi gibi. Ortadoğu'da zaten var olan gerilim hatları düşünüldüğünde, durum iç açıcı görünmüyor.

UAEA'nın son raporlarına göre, İran'ın elindeki yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoku kritik seviyelere ulaşmış durumda. Uzmanlar, bu stokun ne kadar sürede silah haline getirilebileceği konusunda farklı görüşlere sahip olsa da, tehlikenin boyutları her geçen gün artıyor.

Bölgesel Dengeler ve Türkiye'nin Konumu

İran'ın bu hamlesi, komşu ülkeleri de doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye gibi bölgesel güçler, olası bir nükleer krizden en çok etkilenecek aktörlerin başında geliyor. Ankara'nın bu konuda nasıl bir diplomasi yürüteceği merak konusu. İran ile karmaşık ilişkileri olan Türkiye, denge politikasında zorlanabilir.

Sonuç olarak, İran'ın uranyum zenginleştirme hamlesi uluslararası toplum için ciddi bir test niteliğinde. Diplomasi mi, daha sert yaptırımlar mı? Cevap bulmak giderek zorlaşıyor. Bir şey kesin: Ortadoğu'da barut fıçısı biraz daha büyüdü.