Katar'da Tarihi Buluşma: İslam ve Arap Dünyası Filistin İçin Tek Yürek!
İslam ve Arap Dünyası Katar'da Tek Yürek Oldu

Doha'da hava bugün alışılmadık derecede ağır. Sadece körfezin nemli sıcağı değil, uluslararası diplomasinin acil baskısı da herkesin omuzlarında. Tüm İslam dünyasının gözleri, İsrail'in vahşi Gazze saldırılarına karşı tek yürek olmak için toplanan liderlere çevrildi.

İşte oradaydılar. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği—tarihi bir ortaklık içinde—acımasız çatışmaya son vermek için son derece kritik bir zirvede buluşmak üzere. Salondaki gerginlik neredeyse elle tutulur derecedeydi. Her el sıkışma, her fısıldaşan konuşma, bölgede devam eden insanlık trajedisinin aciliyetini taşıyordu.

Tek Ses, Tek Mesaj: Hemen Şimdi Ateşkes!

Konuşmaların özü acımasızca basitti: Bu kan dursun. Sivil kayıplar—korkunç bir şekilde—durmak bilmiyor. Ve uluslararası toplum, belki de tarihinde ilk kez, bu kadar açık bir şekilde ikiye bölünmüş durumda. Bir tarafta insani yardım çağrıları yapanlar, diğer tarafta ise sessizliğini koruyanlar...

Toplantıya katılan bir diplomatın dediği gibi, "Artık kelimeler yetmiyor. Eylem zamanı." Ve bu eylem, derhal ve koşulsuz bir ateşkes ilan edilmesini gerektiriyor. Zirvenin nihai bildirisi, tüm tarafları—hemen, şimdi—silah bırakmaya ve masaya oturmaya çağıran güçlü bir mesaj yayınlamayı hedefliyor.

Bölünmüş Bir Dünya ve Sessiz Kalanlar

Peki ya Batı? Ah, işte orada işler karışıyor. Bazı büyük güçlerin sesi, bu insani kriz karşısında şaşırtıcı derecede cılız çıkıyor. Bu sessizlik—kasıtlı mı, yoksa stratejik bir tercih mi—soruları akıllarda döndürüp duruyor. Doha'daki hava, bu belirsizliğin hayal kırıklığı ve öfkesiyle dolu.

Sonuçta, bu sadece bir siyasi mesele değil. Bu, insanlık onuruyla ilgili temel bir mesele. Evler yıkıldı, aileler paramparça oldu ve gelecek belirsizliğe gömüldü. Zirvedeki liderler bu gerçeğin—acının somut ağırlığının—farkındaydı.

Şimdi bekleyiş başladı. Doha'dan yükselen bu birleşik ses, uluslararası toplumda yankı bulacak mı? Yoksa dünya, bir kez daha, acı çekenlerin çığlıklarını duymazdan mı gelecek? Cevap, hepimizin izlemek zorunda olduğu bir sonraki adıma bağlı.