İspanya Başbakanı Pedro Sánchez'ten İsrail yönetimine oldukça net ve sert bir mesaj geldi. Öyle ki, bu çağrı uluslararası arenada yankılanacak türden. Sánchez, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya doğrudan hitap ederek, insani yardım taşıyan 'Sumud' filosuna kesinlikle müdahale edilmemesi gerektiğini bildirdi.
Bu filonun -birkaç gündür konuşuluyor ya- Gazze'ye acil insani yardım götürmek için yola çıktığını biliyoruz. İspanyol lider, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu tür insani girişimlerin engellenmesinin kabul edilemez olduğunu" vurguladı. Düşünsenize, açlık sınırında olan insanlara ulaşmaya çalışan yardımlar...
Uluslararası Hukuk Vurgusu
Sánchez'in sözleri gerçekten dikkat çekici: "İsrail hükümetini, uluslararası hukuka tamamen saygı göstermeye ve insani yardım misyonlarını garanti altına almaya çağırıyoruz." Bu ifadeler, diplomatik nezaketin arkasındaki güçlü iradeyi açıkça ortaya koyuyor.
Peki neden bu kadar önemli bu çağrı? Çünkü İspanya, son dönemde Filistin meselesinde oldukça aktif bir diplomasi yürütüyor. Hatta -arada kaynayabilir ama- birkaç Avrupa ülkesinden farklı bir çizgi izliyor. Sánchez hükümeti, İsrail'in Gazze operasyonlarına yönelik eleştirilerini hiç sakınmadan dile getiriyor.
Kritik Zamanlama
Bu uyarının tam da şu sıralarda gelmesi tesadüf değil. Sumud filosunun Akdeniz'de ilerlediği bu günlerde, olası bir İsrail müdahalesi uluslararası krizi tetikleyebilir. Hatırlarsınız, 2010'daki Mavi Marmara olayı nasıl bir fırtına koparmıştı.
İspanya'nın bu hamlesi, insani diplomaside yeni bir sayfa açıyor adeta. Sánchez, "Sivil toplum kuruluşlarının insani yardım çabalarının önünün kesilmesine izin veremeyiz" diyerek aslında çok daha büyük bir prensibin altını çiziyor.
Sonuç olarak, Akdeniz'deki bu insani yardım gemileri sadece malzeme taşımıyor; aynı zamanda uluslararası hukukun ve insani değerlerin de taşıyıcısı konumundalar. İspanya'nın bu çıkışı, Batılı ülkeler arasında Filistin'e yönelik tutum farklılıklarını bir kez daha gözler önüne serdi diyebiliriz.