Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye'deki siyasi sürecin önümüzdeki dört yıl içinde seçimlere gidebileceğini ifade etti. Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararında belirlenen yol haritasına atıfta bulunarak, bu sürecin hızlandırılması için tüm taraflarla çalıştıklarını vurguladı.
BMGK 2254 Kararı ve Sürecin İlerleyişi
Geir Pedersen, Suriye'deki durumu değerlendirirken, BMGK'nin 2015 yılında kabul ettiği 2254 sayılı kararın hala geçerli olduğunu ve bu kararın çerçevesinde bir siyasi çözüm arandığını belirtti. Pedersen, "Bu karar, Suriye'de bir anayasa hazırlanmasını, ardından da bu anayasaya uygun olarak özgür ve adil seçimlerin yapılmasını öngörüyor" dedi.
Özel Temsilci, mevcut koşullar altında bu sürecin tamamlanmasının zaman alabileceğini kabul etmekle birlikte, dört yıllık bir zaman diliminin makul bir hedef olabileceğini düşündüğünü söyledi. Pedersen, bu sürenin, ülkedeki güven ortamının tesis edilmesi, mültecilerin geri dönüş koşullarının iyileştirilmesi ve nihai bir siyasi geçiş için gerekli adımların atılması için gerekli olduğunun altını çizdi.
Anayasa Komitesi ve Mevcut Zorluklar
Suriye'deki siyasi sürecin en önemli ayağını, BM gözetiminde çalışan Suriye Anayasa Komitesi oluşturuyor. Pedersen, bu komitenin çalışmalarının devam ettiğini, ancak hükümet ve muhalefet temsilcileri arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu ifade etti. Tarafların, yeni anayasanın temel ilkeleri ve devletin gelecekteki yapısı konusunda uzlaşmaya varmasının kritik önem taşıdığını vurguladı.
BM Özel Temsilcisi, seçimlerin güvenilir ve uluslararası toplum tarafından kabul edilebilir olması için, ülke genelinde güvenliğin sağlanması, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve tüm Suriyelilerin katılımına açık bir ortamın yaratılması gerektiğine dikkat çekti. Aksi takdirde, yapılacak bir oylamanın meşruiyetinin sorgulanabileceği uyarısında bulundu.
Bölgesel ve Uluslararası Dinamiklerin Rolü
Pedersen, Suriye krizinin sadece iç dinamiklerle çözülemeyeceğini, bölgesel ve uluslararası aktörlerin de sürece dahil olması gerektiğini belirtti. Rusya, İran, Türkiye, ABD ve Arap ülkeleri gibi tarafların, Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyan ve tüm vatandaşların haklarını gözeten bir çözüm için ortak bir zeminde buluşmasının önemine işaret etti.
Özellikle komşu ülkelerdeki milyonlarca Suriyeli mültecinin durumu, insani yardım akışı ve ülkenin yeniden inşası gibi konuların, siyasi süreçle paralel yürütülmesi gereken hayati başlıklar olduğunu sözlerine ekledi. Pedersen, dört yıllık sürecin başarıya ulaşması için uluslararası toplumun koordineli ve kararlı bir şekilde çaba göstermesi gerektiğinin altını bir kez daha çizdi.
Sonuç olarak, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in açıklamaları, Suriye'deki uzun süredir devam eden iç savaşın siyasi yollarla çözümüne dair bir zaman çizelgesi ortaya koyuyor. 2254 sayılı BMGK kararına dayanan bu yol haritası, önümüzdeki dört yılı kapsıyor ve nihai hedef olarak özgür seçimleri işaret ediyor. Ancak, bu hedefe ulaşmak için anayasa müzakerelerinde somut ilerleme kaydedilmesi, güven ortamının oluşturulması ve uluslararası konsensüsün sağlanması gibi önemli engellerin aşılması gerekiyor. Sürecin başarısı, tüm tarafların diyaloğa ve uzlaşmaya olan bağlılığına bağlı görünüyor.