Ortadoğu'nun kanayan yarası Yemen'de, insani krizin ortasında umut verici bir gelişme yaşandı. Husi milislerinin haftalardır gözaltında tuttuğu 12 BM çalışanı nihayet özgürlüğüne kavuştu. Bu haber, bölgedeki gergin diplomasi trafiğinin belki de en olumlu sonucu olarak kayıtlara geçti.
Olayın detaylarına bakacak olursak - ki bunlar gerçekten dikkat çekici - BM'nin Yemen'deki insani operasyonlarında görev yapan personelin geçtiğimiz haftalarda Husiler tarafından alıkonulduğunu biliyoruz. Kimileri bunu 'insani çalışma yapanlara yapılmış kabul edilemez bir hareket' olarak nitelendirirken, bazı çevreler ise bunun bölgedeki güç mücadelesinin bir parçası olduğunu iddia ediyor.
Diplomasinin Gölgesinde Bir Kurtarma Operasyonu
Peki nasıl oldu da bu personel serbest bırakıldı? İşte bu sorunun cevabı oldukça karmaşık. Görünen o ki, Birleşmiş Milletler'in yoğun diplomatik girişimleri ve bölge ülkelerinin arabuluculuk çabaları meyvesini verdi. Ama şunu da eklemek lazım: bu tür müzakereler genellikle halka açıklanmayan birçok detayı barındırıyor.
Serbest bırakılan personelin ülkeden ayrılma anları ise adeta bir gerilim filminden sahne gibiydi. Yemen'in o bunaltıcı sıcağında, BM araçlarına binen personelin yüzlerindeki rahatlama ifadesi, yaşadıkları stresin boyutunu gözler önüne seriyordu. Kimi ailelerine kavuşmanın heyecanını yaşarken, kimi ise geride bıraktığı Yemen halkı için endişeleniyordu.
İnsani Kriz Derinleşirken
Yemen'deki durum maalesef iç açıcı değil. BM verilerine göre ülke nüfusunun neredeyse %80'i insani yardıma muhtaç. Gıda güvensizliği, temiz suya erişim sorunu ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği derken, bu serbest bırakma olayı belki de bölgedeki daha büyük sorunların gölgesinde kaldı.
Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim: bu tür olumlu gelişmeler, Yemen'deki karanlık tabloda küçük de olsa bir umut ışığı olabiliyor. Diplomasinin, silahların gölgesinde bile olsa işe yarayabildiğini gösteriyor.
Serbest kalan personelin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtilse de, psikolojik olarak yaşadıkları travmanın etkilerinin ne kadar süreceği ise bir başka soru işareti. BM yetkilileri, personelin aileleriyle bir an önce bir araya getirileceğini ve gerekli psikolojik desteği alacaklarını açıkladı.
Bu olay, uluslararası kuruluşların çatışma bölgelerinde çalışma koşullarının ne kadar riskli olabildiğini bir kez daha hatırlattı. İnsani yardım çalışanları, hayatlarını riske atarak en zor koşullarda bile görev yapmaya devam ediyorlar. Belki de onların bu cesareti, dünyanın dört bir yanındaki çatışma bölgelerinde umudun tamamen tükenmediğinin bir göstergesi.