Atina'dan gelen sesler oldukça düşündürücü. Kathimerini gazetesi, bugünkü sayısında Türkiye'nin bölgedeki artan etkisini irdeleyen oldukça ilginç bir analize yer verdi. Mikotaksis diye bir kavramdan bahsediyorlar - mantarların ışığa doğru hareketi gibi, Türkiye'nin de bölgedeki güç odaklarına doğru stratejik hareketini tanımlıyorlar.
Yunan analistlerin dilindeki endişe gerçekten gözden kaçmıyor. "Büyük Türk" tabirini kullanırken bile seslerindeki o titremeyi hissedebiliyorsunuz adeta. Bölgedeki dengeler değişiyor - hem de hızla.
Yunan Medyasında Panik Hali
Şöyle bir düşünün: Komşunuz sürekli sizin hakkınızda yazıyor, analizler yapıyor, stratejiler geliştiriyor. Kathimerini'nin bugünkü manşeti tam da bu gerçeği yansıtıyor. Türkiye'nin son dönemdeki diplomatik atakları, askeri hamleleri ve ekonomik girişimleri Yunan tarafında ciddi bir tedirginlik yaratmış durumda.
Analizde öne çıkan bazı noktalar var ki, gerçekten üzerinde durulması gerekiyor:
- Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki enerji arayışları
- Askeri teknolojideki ilerlemeler ve yerli savunma sanayii
- Bölgesel diplomasideki aktif rol ve inisiyatif alma
- Uluslararası arenada artan saygınlık ve söz hakkı
Yunan uzmanlar, Türkiye'nin bu "yayılma stratejisini" doğal bir süreç olarak görüyorlar aslında. Mikotaksis benzetmesi de buradan geliyor - adeta organik bir büyüme, kaçınılmaz bir gelişim.
Peki Ya Sonrası?
Bu analizler sadece Yunanistan'la sınırlı değil elbette. Avrupa Birliği koridorlarında da benzer sesler yükseliyor. Türkiye'nin bölgedeki etki alanını genişletmesi, bazı çevrelerde tedirginlikle karşılansa da, bu durum aslında ülkemizin hak ettiği yeri alma sürecinin doğal bir parçası.
Düşünsenize - daha dün askeri, ekonomik, diplomatik olarak başkalarının gölgesinde kalan bir ülke, bugün bölgenin en önemli aktörlerinden biri haline gelmiş durumda. Bu dönüşüm elbette komşuların dikkatinden kaçmıyor.
Yunan medyasının bu "endişeli" bakış açısı aslında Türkiye'nin doğru yolda olduğunun da bir göstergesi. Zira etkili olan, güçlü olan her zaman eleştirilir, analiz edilir, hatta bazen korkuyla anılır.
Son tahlilde, Kathimerini'nin bu çarpıcı analizi bize şunu gösteriyor: Türkiye artık bölgede söz sahibi, dinlenen, dikkate alınan ve hatta - bazıları için - endişe kaynağı olan bir güç. Mikotaksis değil belki, ama kesinlikle stratejik bir yükseliş.