Hani derler ya, 'su hayattır' diye... Çankırı'da bu sözün ne kadar derin bir anlam taşıdığını bir kez daha anlıyoruz. Gülüdürek Barajı'ndaki son durum gerçekten içler acısı - %17,25! Bu rakamlar sadece sayılardan ibaret değil, adeta bir çığlık aslında.
Şehrin can damarı olan bu baraj, şimdilerde bir hayalet gibi. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) son verileri gösteriyor ki, durum vahim. İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor: Acaba yeterince önlem alıyor muyuz? Yoksa her yıl olduğu gibi 'yağmurlar yağar, düzelir' mi diyeceğiz?
Kurak Gelecek Kapıda mı?
Uzmanların dediğine göre - ki haklılar - bu sadece bir mevsim meselesi değil. İklim değişikliği artık kapımızda ve etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Gülüdürek'teki su seviyesinin bu denli düşmesi, sadece bugünü değil yarını da tehdit ediyor.
Peki ne yapmalı? Aslında cevap basit: Tasarruf. Ama öyle ufak tefek önlemlerle değil, köklü çözümlerle. Her damlanın kıymetini bilerek yaşamalıyız. Muslukları gereksiz yere açık bırakmamak, bahçe sulamalarını akşam serinliğine denk getirmek... Bunlar küçük görünebilir ama toplamda büyük fark yaratıyor.
Yetkililer Ne Diyor?
DSİ yetkilileri durumu yakından takip ettiklerini belirtiyorlar. Ancak şunu unutmamak lazım - onlar ne kadar çaba gösterirse göstersin, asıl sorumluluk biz vatandaşlarda. Suyu hoyratça kullanmaya devam edersek, önümüzdeki yaz aylarını çok daha zor geçirebiliriz.
Belediye yetkilileri ise alternatif su kaynakları için çalışmalar yürüttüklerini ifade ediyorlar. Fakat bu tür projelerin zaman aldığını ve acil çözümün tasarruftan geçtiğini vurguluyorlar.
Sonuç olarak... Gülüdürek Barajı'ndaki bu dramatik düşüş bize bir uyarı işareti. Hem bireysel hem de toplumsal olarak su yönetiminde daha akıllı davranmazsak, gelecekte çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz. Su - evet, gerçekten hayat demek.