Eyvah, yine Cuma! Ama bu sefer öyle sıradan bir Cuma değil. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hafta Müslümanların gönlüne dokunacak, hayatlarına yön verecek bir hutbeyle karşımızda. 'İslam'ın İzinde Bir Ömür' başlığını taşıyan bu hutbe, adeta modern çağın karmaşası içinde kaybolanlara bir pusula niteliğinde.
Düşünsenize, her şey o kadar hızlı akıyor ki bazen ne için yaşadığımızı bile unutuyoruz. İşte tam da bu noktada Diyanet'in bu haftki mesajı, hayatımızın anlamını yeniden sorgulamamızı sağlıyor. Hutbede vurgulanan esas mesele şu: Ömrümüzü nasıl değerlendiriyoruz ve bu kısa yolculukta Rabbimizin rızasını nasıl kazanabiliriz?
Zamanın Ruhuna Karşı Duruş
Günümüzde her şey o kadar geçici ki... Sosyal medya akıp gidiyor, trendler değişiyor, moda olan şeyler bir gün sonra unutuluyor. Ama hutbede altı çizilen gerçek çok daha kalıcı: "Ömür denilen bu kısa yolculukta aslolan, Allah'ın razı olacağı bir hayat sürmek." Bu cümle bile insanı derinden düşündürmeye yetiyor aslında.
Hutbede özellikle dikkat çeken noktalardan biri de -ki bence çok yerinde bir tespit - Müslümanın hayatını sadece ibadetlerle sınırlandırmaması gerektiği. Yani namaz kılıp oruç tutmak elbette önemli ama asıl mesele tüm hayatımızı İslami değerlerle kuşatmak. İşte bu noktada herkes kendine şu soruyu sormalı: Acaba ben gerçekten İslam'ın izinde mi yürüyorum, yoksa sadece Müslümanım diyerek kendimi mi kandırıyorum?
Pratik Hayata Dair İpuçları
- Günlük hayatımızda dürüstlükten asla taviz vermemek
- Komşu hakkına riayet etmek - ki bu unutulan sünnetlerden biri
- İş hayatında helal kazanç peşinde olmak
- Aile içi ilişkilerde Peygamber efendimizin ahlakını örnek almak
Bunları uygulamak gerçekten zor mu? Belki evet, ama hutbenin de hatırlattığı gibi "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın" prensibi aslında her şeyi özetliyor. İslam'ın özü bu değil mi zaten?
Hutbede bir başka çarpıcı vurgu da şu: "Gençlik günleri bir rüya gibi geçip gidiyor." Ah, ne kadar doğru! İnsan farkında olmadan yaşlanıveriyor. Bu yüzden vaktimizi boşa harcamak gibi bir lüksümüz yok aslında. Her anı, her nefesi Allah'ın rızasını kazanmak için değerlendirmek en akıllıca iş olsa gerek.
Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Hutbede Kur'an-ı Kerim'den verilen ayetler ve Peygamber efendimizin hadisleri, konuyu daha da anlamlı kılıyor. Özellikle "Kim salih bir amel işlerse..." ayeti, yaptığımız her iyiliğin asla boşa gitmeyeceğini hatırlatıyor bize. Bu, modern dünyanın bireyciliğine karşı ne güzel bir panzehir değil mi?
Cuma günü camiye gittiğinizde bu hutbeyi can kulağıyla dinleyin derim. Belki de hayatınızın seyrini değiştirecek o cümlelerden birini yakalarsınız. Kim bilir?