Kim derdi ki 19. yüzyılda kaleme alınmış eserler, teknoloji çağında bile bu kadar 'moda' kalacak? Ahmet Cevdet Paşa işte tam da böyle bir deha. Onun çalışmaları öyle sıradan tarihi metinler değil, adeta zamanın ötesine ışınlanmış birer başyapıt.
Mecelle'yi duymuşsunuzdur mutlaka. Hani şu Osmanlı'nın o meşhur medeni kanunu. Paşa'nın en bilinen eseri. Ama işin ilginci, Mecelle'deki bazı hükümler günümüz ticaret hukukuna bile ilham vermeye devam ediyor. Tıpkı eski bir antika saatin hâlâ doğru zamanı göstermesi gibi.
Zamana Meydan Okuyan Bir Külliyat
Paşa'nın Tarih-i Cevdet'i var bir de. Osmanlı tarih yazıcılığında çığır açmış bir eser. Sanki dün yazılmış gibi taze ve etkileyici. Tarihe bakış açısı o kadar modern ki, bugünün akademisyenleri bile hayretler içinde kalıyor.
Belki de en çarpıcı olanı, onun dil ve eğitim reformlarına olan katkısı. Türkçenin sadeleşmesi konusundaki görüşleri -inanın bana- günümüz dil tartışmalarına bile ışık tutacak nitelikte.
Günümüz İçin Ne İfade Ediyor?
Şöyle düşünün: Ahmet Cevdet Paşa'nın eserleri, modern Türk hukukunun ve tarih yazıcılığının temel taşlarından. Onun çalışmaları olmasaydı, bugünkü hukuk sistemimiz çok daha farklı olurdu herhalde.
Külliyatının dijitalleştirilmesi ve yeni nesillere ulaştırılması -bence- kültürel mirasımız açısından hayati önem taşıyor. Kütüphanelerde tozlanmaya bırakılacak türden değil yani.
Son söz? Ahmet Cevdet Paşa sadece bir tarihi figür değil, aynı zamanda günümüz entelektüel iklimine rehberlik eden bir düşünce insanı. Eserlerini okumak, Türkiye'nin dününü, bugününü ve yarınını anlamak için en değerli anahtar.