Bakü'de hava, sanki 109 yıl öncesinin o tarihi günlerinden bir parça taşıyordu. Şehrin kalbinde toplanan kalabalık, sadece bir anma töreni için değil, adeta bir ruhun yeniden doğuşuna tanıklık etmek için bir araya gelmişti.
Çanakkale'de yazılan destan, artık sadece Gelibolu Yarımadası'yla sınırlı değil. O ruh, Hazar'ın sularına kadar uzanmış, kardeş Azerbaycan'ın topraklarında yeniden hayat bulmuştu. İnsanların gözlerindeki o derin saygı ifadesi, her şeyi anlatmaya yetiyordu aslında.
Tarihin Kalbi Bakü'de Attı
Etkinlik alanına adım attığınız anda, içinizi garip bir duygu kaplıyor. Bir yanda Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının dalgalandığı dev posterler, diğer yanda Çanakkale'de canlarını feda eden şehitlerimizin fotoğrafları... Sanki zaman makinesine binmişsiniz de 1915'in o çetin günlerine dönmüşsünüz gibi hissediyorsunuz.
Organizasyonu üstlenen Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği yetkilileri, gerçekten takdire şayan bir iş çıkarmış. Her detay özenle düşünülmüş, her an özenle planlanmış. Şehitlerimizin anısına yakılan meşaleler, Bakü gecesini aydınlatırken, gönüllerde de bir ateş yakmayı başarıyor.
Kardeşliğin Timsali: İki Ülke, Tek Yürek
Azerbaycanlı kardeşlerimizin bu anmaya gösterdiği ilgi gerçekten görülmeye değerdi. Yaşlısı genci, kadını erkeğiyle koskoca meydanı doldurmuşlardı. Kimi gözlerinde yaş, kimi gurur dolu bakışlarla izliyordu töreni. İşte bu manzara, iki ülke arasındaki bağın ne denli güçlü olduğunun en somut kanıtıydı.
Bir an düşündüm de - acaba dünyada hangi iki ülke, bu kadar içten bir kardeşlik bağına sahip olabilir? Sanırım çok az.
Geçmişten Günümüze Köprü
Etkinlikte en çok etkilendiğim şeylerden biri de gençlerin gösterdiği yoğun ilgi oldu. Üniversiteli gençler, Çanakkale ruhunu anlatan stantları doldurmuş, tarihlerini öğrenmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlardı. Bu manzara, geleceğimiz adına içimi umutla doldurdu doğrusu.
Törende yapılan konuşmalarda vurgulanan ortak mesaj şuydu: Çanakkale sadece bir zafer değil, bir varoluş mücadelesidir. Ve bu ruh, Türk ve Azerbaycan gençliği tarafından yaşatılmaya devam edecek.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Çanakkale türküleri Bakü semalarında yankılanırken, iki kardeş ülkenin insanları hep bir ağızdan bu türkülere eşlik etti. O an hissettiklerimi kelimelerle anlatmak gerçekten zor - adeta tarihin sayfalarından fırlamış bir dayanışma ruhuydu yaşanan.
Bu etkinlik bize bir kez daha gösterdi ki Çanakkale ruhu, sınır tanımıyor. O, Türk milletinin her ferdinin kalbinde atan bir sevda, bir varoluş mücadelesi. Ve bu ruh, kardeş Azerbaycan topraklarında da aynı heyecanla, aynı inançla yaşamaya devam edecek.
