
Bazı aylar vardır, tarihin akışını değiştirir. Ağustos da onlardan biri. Türk milletinin kaderini şekillendiren o büyük zaferlerin ayı. Sanki zaman, bu ayda bizim için özel olarak durmuş gibi.
Düşünsenize, Malazgirt'ten Dumlupınar'a uzanan o görkemli yolculuk... 1071'de Alparslan'ın Bizans'a indirdiği o muhteşem darbe, Anadolu'nun kapılarını sonsuza dek Türklere açtı. Kim derdi ki o gün, bu toprakların kaderi değişecek?
Tarihin Dönüm Noktaları
26 Ağustos 1071 - Malazgirt. Sadece bir tarih değil, bir milletin doğuşunun ilk adımı. Sonra 30 Ağustos 1922... Büyük Taarruz'un zaferle sonuçlandığı o büyük gün. Mustafa Kemal'in dehası sayesinde vatan toprakları düşman işgalinden kurtuldu.
Peki ya Kıbrıs Barış Harekatı? 1974'te yine bir Ağustos günü, Türk askeri adadaki soydaşlarımızı korumak için harekete geçti. Tarih tekerrür ediyordu adeta.
Bugüne Yansıyan Zaferler
- Malazgirt'le başlayan Anadolu maceramız
- 30 Ağustos'un bağımsızlık ateşi
- Kıbrıs'ta barışın tescil edilmesi
Bu zaferler sadece geçmişte kalmadı. Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, bu topraklarda yaşayabiliyorsak, hepsinin temelinde o Ağustos günlerinde kazanılan zaferler yatıyor.
Şimdi düşünüyorum da... Tarih bize ne çok şey öğretiyor. O zorlu mücadeleler olmasaydı, bugün nerede olurduk acaba? Belki de hiçbir yerde. İşte bu yüzden Ağustos, bizim için sıradan bir yaz ayı değil. Ruhumuzu besleyen, gururumuzu kabartan bir zaferler ayı.