Peribacalarının gölgesinde, tarihin tam kalbinde nefes kesici bir buluşma yaşanıyor. Avrupa Konseyi Kültür Rotaları Danışma Forumu, neredeyse bir buçuk on yıllık serüveninde ilk kez Kapadokya'nın büyüleyici dokusunda hayat buluyor. Nevşehir, bu önemli organizasyona ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyor - ki bu gerçekten dikkate değer bir ilk!
Şehrin kültür ve turizmden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı, gözlerindeki heyecanı gizleyemiyordu doğrusu. "Burası sadece bir mekan değil, açık hava müzesi adeta" diye ekliyor coşkuyla. Haklı da - kim Kapadokya'nın eşsiz güzellikteki peribacaları ve yeraltı şehirleri arasında böyle bir toplantı yapmayı hayal edebilirdi ki?
Kıtaları Birleştiren Kültür Köprüleri
Foruma katılım gerçekten etkileyici boyutlarda. Tam 35 ülkeden gelen uzmanlar, kültür rotalarının geleceğini tartışmak için bir araya geldi. Avrupa'nın dört bir yanından gelen bu isimler, Kapadokya'nın büyüsüne kendilerini kaptırmış durumdalar. İspanya'dan Fransa'ya, İtalya'dan Yunanistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyanın temsilcileri, kültürel mirasın korunması ve tanıtılması konusunda fikir alışverişinde bulunuyor.
Aslında bu toplantılar sadece formalite değil - kültür rotalarının can damarı sayılırlar. Yeni projeler, işbirlikleri ve belki de hiç tahmin edemediğimiz kültürel keşifler bu buluşmalardan doğuyor.
UNESCO Rotasında Stratejik İşbirliği
Foruma damga vuran konulardan biri de UNESCO Dünya Mirası rotaları oldu. Bu rotaların sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere aktarılması için atılması gereken adımlar masaya yatırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcilerinin de katıldığı oturumlarda, Türkiye'nin bu alandaki deneyimleri ve başarı hikayeleri uluslararası katılımcılarla paylaşıldı.
Nevşehir Valiliği ve Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği organizasyon, sadece üç gün sürecek ama etkileri çok daha uzun soluklu olacak gibi görünüyor. Yerel halkın da yoğun ilgi gösterdiği forum, Kapadokya'nın uluslararası kültür turizmindeki önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Foruma katılan uzmanlar, Kapadokya'nın sadece doğal güzellikleriyle değil, kültürel miras yönetimindeki başarısıyla da dikkat çektiğini belirtiyorlar. Bölgenin koruma ve turizm dengesini nasıl kurduğu, diğer ülke temsilcileri için adeta bir case study niteliği taşıyor.
Bu buluşmanın en güzel yanı belki de şu: Kültürler arası diyaloğun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatması. Farklı coğrafyalardan gelen insanların ortak değerler etrafında buluşması, aslında kültür rotalarının sadece turistik güzergahlar olmadığını, insanları birleştiren köprüler olduğunu gösteriyor.
Kapadokya'nın eşsiz manzarası eşliğinde süren forum, kültürel mirasın korunması ve yaşatılması konusunda yeni işbirliklerinin temelini atıyor. Kim bilir, belki de geleceğin kültür rotası projeleri tam şu anda, peribacalarının ilham verici gölgesinde hayat bulmaya başlıyordur.
