İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı bir karar, kentin en hassas dengelerinden birine dokundu adeta. Beyazıt Camii'nin hemen yanıbaşında, o tarihi atmosferde konser düzenleme planı, beklenildiği gibi sert tepkilerle karşılandı.
Olay şu: İBB, Ramazan ayı sonrası için tarihi yarımadada bir dizi kültür etkinliği planlıyor. Fakat iş Beyazıt Meydanı'na gelince, ipler gerildi. Cami cemaati, çevre sakinleri ve kimi sivil toplum kuruluşları, 'kutsal mekanın huzurunun bozulacağı' gerekçesiyle bu karara adeta isyan etti.
Tarihi Dokunun Sesi mi, Saygısızlık mı?
Bir yanda İBB yetkililerinin "kent kültürünü zenginleştirme" açıklamaları, diğer yanda cami cemaatinin endişeleri... Ortada giderek büyüyen bir gerilim var. 'Şehrin ruhunu anlamamakla' suçlanan belediye yetkilileri ise ısrarla 'kültürel çeşitlilik' vurgusu yapıyor.
Düşünsenize - asırlık çınarların gölgesinde, tarihi duvarların yankılandığı bir mekanda, modern müziğin elektronik sesleri... Bu bir arada var olabilir mi yoksa tam bir kültür çatışması mı?
Hassasiyetler ve Haklar Arasında Sıkışmak
İşin içinden çıkılmaz bir yanı da şu: Herkes haklı gibi görünüyor. Bir tarafta gençlerin eğlence hakkı, diğer tarafta inançların gerektirdiği saygı. Bu ince çizgide yürümek gerçekten zor.
Bazılarına göre bu tam bir 'provokasyon' - hem de en hassas bölgede. Diğerleri ise 'modern şehir yaşamının doğal bir parçası' diye savunuyor. Peki ya sizce? Tarihi mekanlarda bu tür etkinlikler düzenlenmeli mi?
Şu kesin: İstanbul gibi çok katmanlı bir kentte, her karar binlerce farklı pencereden değerlendiriliyor. Bu konser meselesi de aslında çok daha büyük bir tartışmanın sadece görünen yüzü.