Kimileri için sadece kelimelerden ibaret olsa da, Can Yücel'in dizeleri bambaşka bir âlemin kapılarını aralıyor. Öyle ki onun her mısrası, ruhun en derin köşelerine dokunmayı başarıyor. İşte tam da bu yüzden, yıllar geçse de şiirleri güncelliğini hiç yitirmiyor.
Hayata Farklı Bir Pencereden Bakmak
Can Baba'nın -ki sevenleri ona böyle hitap ederdi- şiirlerinde bulacağınız şey, sıradan bir kafiye düzeni değil. Daha ziyade, hayatın ta kendisi... Bazen bir sokak köpeğinin gözlerinde, bazen de dalından yeni kopmuş bir meyvede saklı duran o derin anlamları yakalayıveriyor insan.
Mesela 'Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim' dizesiyle başlayan o meşhur şiiri... Kaçımız, bu kadar sade kelimelerle bu denli yoğun duyguları ifade edebiliriz ki? Sanki tüm sevgiyi, özlemi ve saygıyı birkaç mısraya sığdırmış.
Günlük Hayatın Şiirle Buluşması
Aslında en büyük mahareti, sıradan görünen anlara olağanüstü anlamlar yükleyebilmesiydi. Bir kahve fincanındaki yalnızlık, bir sokak lambasının altında bekleyiş, yağmurun cama vuruşu... Hepsi onun kaleminde birer şiire dönüşüverirdi.
Şu 'Güzel' şiirini ele alalım - kim derdi ki güzellik kavramı bu kadar farklı açılardan ele alınabilir? Oysa Yücel, tam da bunu başarıyor ve bize güzelliğin aslında ne kadar göreceli olduğunu hatırlatıyor.
Sevginin Dili
Aşk denince... Ah, o konuda söyleyecek o kadar çok sözü vardı ki! 'Aşk' şiirindeki şu mısralar hâlâ kulaklarda çınlıyor: 'Seni bir kere öpsem, iki kere öpmek isterim / İki kere öpsem, üç...' Ne kadar da insani, ne kadar da samimi değil mi?
Sevgiyi anlatırken hiçbir zaman aşırı süslü kelimelere başvurmadı. Aksine, en yalın haliyle, tıpkı hayatın içinden çıkıp gelmiş gibi sundu her şeyi. Belki de bu yüzden, okuyan herkes kendinden bir parça bulabiliyor dizelerinde.
Mizah ve Ciddiyet Arasında
Kimileri onu sadece esprili şiirleriyle tanıdı. Oysa o, mizah perdesinin ardına en derin hakikatleri saklamayı bilen bir ustaydı. Gülümseten her dizenin altında, düşündüren bir anlam yatıyordu çoğu zaman.
'Yaşamaya Dair' şiiri tam da bu ikilemi yansıtıyor. Bir yandan hayatın güzelliklerini anlatırken, diğer yandan onun zorluklarını da görmezden gelmiyor. Tıpkı gerçek hayat gibi, hem tatlı hem acı...
Zamanın Ötesinde Bir Miras
Bugün, onun şiirlerine baktığımızda ilginç bir şey fark ediyoruz: Hiçbiri 'eski' hissettirmiyor. Sanki dün yazılmış gibi tazeliklerini koruyorlar. İşte bu, gerçek sanat eserlerinin ayırt edici özelliği olsa gerek.
Can Yücel'in sözleri sadece edebi metinler olarak kalmadı; düğünlerde okundu, aşk mektuplarında yer aldı, dost meclislerinde hatırlandı. Hatta sosyal medya paylaşımlarında bile kendine yer buldu - ki bunu görseydi eminim çok eğlenirdi!
Sonuçta, onun kelimeleri sadece kağıt üzerinde yaşamıyor. İnsanların kalbinde, hayatlarında ve anılarında yaşamaya devam ediyor. Ve öyle görünüyor ki, daha nice kuşaklara ilham vermeye de devam edecek.