İstanbul'un kalbi Taksim'de yer alan Atatürk Kültür Merkezi, dün akşam gerçekleşen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna ev sahipliği yaptı. Ve inanın, bu sıradan bir kutlama değildi - adeta tarihin sayfalarından fırlamış gibiydi her şey.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla başlayan gece, gerçekten görkemliydi. Protokol üyeleri, bürokratlar, milletvekilleri... Hepsi oradaydı. Ama asıl ilginç olan, sanat dünyasının parlayan yıldızlarının da bu özel geceye renk katmasıydı.
Sanatın Kalbindeki Milli Coşku
AKM'nin o muazzam fuayesi desenize, tam bir renk cümbüşüydü. Kırmızı-beyaz her yerde - insanların yüzündeki o gurur ifadesi paha biçilemezdi doğrusu. Genç-yaşlı demeden herkes aynı duyguları paylaşıyordu o an.
Şöyle bir düşünüyorum da, pandemi sonrası bu kadar kalabalık ve coşkulu bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına hasret kalmıştık aslında. İnsanların gözlerindeki o ışıltı, her şeye değerdi.
Protokol ve Halk Kucaklaşması
Cumhurbaşkanı çiftinin davetlilerle samimi sohbetleri gerçekten dikkat çekiciydi. Öyle resmiyetten uzak, sıcak bir ortam vardı ki... Sanatçılar, siyasetçiler, iş insanları - hepsi aynı amaç için bir aradaydı: Cumhuriyetin değerini birlikte yad etmek.
Ve şunu fark ettim - AKM'nin yenilenmiş hali bu tür milli etkinlikler için biçilmiş kaftan olmuş. Modern ve tarihi dokuyu aynı anda yansıtması müthiş bir atmosfer yaratıyor.
Geceye Damga Vuran Anlar
- İstiklal Marşı'nın hep bir ağızdan söylenmesi ve o anki duygusal atmosfer
- Cumhurbaşkanı'nın gençlerle yaptığı sıcak sohbetler
- Sanatçıların milli marşları coşkuyla seslendirmesi
- AKM'nin ışıklandırmasıyla oluşan büyüleyici ambiyans
Aslında her şeyden öte, bu gece Türkiye'nin birliğini ve beraberliğini simgeliyordu. Farklı görüşler, farklı hayatlar... Ama hepimiz aynı bayrak altında, aynı değerler için oradaydık.
Son dönemdeki tüm siyasi gerilimlere, ekonomik zorluklara rağmen, insanların milli duygular etrafında kenetlenebilmesi gerçekten umut vericiydi. Belki de tam ihtiyacımız olan şeydi bu - birlik olmanın, ortak değerlerimizi kutlamanın tam zamanıydı.
Gece ilerledikçe coşku da arttı desem yalan olmaz. Gençlerin enerjisi, yaşlıların tecrübesiyle buluştu adeta. Ve şunu anladım: Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değil, bizim ortak hikayemiz aslında.
AKM'nin o görkemli salonunda, tarihin izlerini taşıyan duvarlar arasında yaşananlar, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek türdendi. Kim bilir, belki de gelecek nesiller bu geceyi konuşacak - pandemi sonrası ilk büyük Cumhuriyet kutlamasını...
