Dalgaların kıyıya fırlattığı şeyleri çoğu insan çöp olarak görür. Ama Muğla'nın Güllük sahilinde yaşayan emekli coğrafya öğretmeni Mehmet Ali Yılmaz için her dalganın getirdiği yeni bir hikaye, her kök bambaşka bir karakter demek.
"Deniz bize hediye getiriyor," diyor gözlerinde bir ışıltıyla. "Biz de onlara ikinci bir hayat veriyoruz."
Köklere Can, Tarihe Nefes
Yıllar önce başlamış bu tutku. Sahilde yürürken dalgaların şekillendirdiği bir zeytin kökü görmüş ilk kez. O kök şimdi atölyesinde zarif bir sehpaya dönüşmüş durumda. Her parça kendi hikayesini anlatıyor sanki.
Amfora parçalarıysa işin en büyüleyici kısmı. Binlerce yıl önce şarap ve zeytinyağı taşımak için kullanılan bu antik çömlek parçaları, denizin derinliklerinden gelip emekli öğretmenin ellerinde yeni bir kimlik kazanıyor.
Atölye Bir Tarih Laboratuvarı Gibi
Küçük atölyesinde yüzlerce parça var. Kimi Roma döneminden, kimi Bizans'tan. Her biri farklı bir dönemin sessiz tanığı. "Bazen bir parçaya bakarken kendimi o dönemde hayal ediyorum," diye anlatıyor. "Kim bilir hangi gemide, hangi tüccarla yolculuk yapmış bu amforalar?"
İşleme süreci gerçekten zahmetli. Deniz tuzundan arındırmak, temizlemek, sonra da özenle cilalamak gerekiyor. Ama ortaya çıkan sonuç görülmeye değer.
- Dalgaların getirdiği zeytin, çınar ve meşe kökleri
- Binlerce yıllık tarihi amfora parçaları
- Her parçanın kendine özgü dokusu ve rengi
- Doğanın ve tarihin mükemmel uyumu
Sadece Hobi Değil, Bir Yaşam Felsefesi
Bu iş sadece zaman geçirmek değil Mehmet öğretmen için. Doğaya ve tarihe saygının, geri dönüşümün, sabrın bir ifadesi. "İnsanlar alışveriş merkezlerinde hazır mobilyalar alıyor," diyor biraz hüzünle. "Oysa her parça özgün olabilir. Her eserin bir ruhu var."
Komşuları ve arkadaşları artık onun bu tutkusunu biliyor. Hatta bazıları sahilde ilginç bir şey bulduğunda hemen ona getiriyor. "Geçen gün bir balıkçı elinde çok güzel bir amfora kulpuyla geldi," diye gülümsüyor. "O anki mutluluğumu anlatamam."
Belki de en güzeli, bu işin ona emeklilikte yeni bir amaç vermesi. Her sabah erkenden kalkıp atölyesine gidiyor, yeni gelen parçalarla ilgileniyor. "Deniz bana yeni işler gönderiyor," diye şaka yapıyor. "Ben de onları bekliyorum."
Kim bilir, belki yarın dalgalar yepyeni bir hikaye getirecek kıyıya. Ve Mehmet öğretmen o hikayeye yeniden hayat verecek.