Bir daha asla aynı olmayacak. Türkiye'nin kültürel hafızasına nakış gibi işlenmiş isimlerden biri, ÇEKÜL Vakfı'nın kurucu başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, aramızdan ayrıldı. Yetmiş yıllık ömrüne sığdırdığı onlarca restorasyon projesi, yüzlerce öğrenci ve binlerce kilometre kat ettiği Anadolu toprakları onun ne denli büyük bir miras bıraktığının kanıtı.
Kimileri için sadece bir akademisyendi belki. Ama o, taşın altına elini koymaktan asla çekinmeyen, Anadolu'nun unutulmuş köşelerindeki tarihi dokuyu gün yüzüne çıkarmak için didinen bir neferdi adeta. (Kendisini tanıyanlar bilir, 'olmaz' denileni 'olur'a çevirmekte üstüne yoktu.)
Bir Ömür Nasıl Böyle Geçti?
1936'da başlayan yolculuk, 2024'te son buldu. Arada kalanlar mı? İstanbul Teknik Üniversitesi'nde hocalık, sayısız kitap, konferanslar, paneller... Ve tabii ÇEKÜL. 1990'da kurduğu bu vakıf, onun adeta çocuğuydu. Anadolu'nun dört bir yanındaki tarihi yapıların restorasyonu, korunması için verdiği mücadele takdire şayan.
Şimdi ardından şunları söyleyebiliriz belki: Metin Hoca yalnızca binaları onarmadı, bir milletin hafızasını da tamir etti. Kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüzün son sığınağı oldu çoğu zaman. Safranbolu'dan Mardin'e, Kars'tan Edirne'ye dokunduğu her taşın altında onun emeği var.
Son Yolculuğuna Uğurlanırken
Cenazesi, 5 Ocak Cuma günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek. Sevenleri, öğrencileri, meslektaşları... Hepsi orada olacak. Kim bilir, belki de restore ettiği o tarihi binaların ruhları da katılacak bu vedaya.
Geriye ne mi kaldı? Taşın, ahşabın, tarihin dilinden anlayan bir bilgenin bıraktığı miras. Ve şu sözler: "Korumak, yalnızca geçmişe sahip çıkmak değil, geleceği inşa etmektir." Ne kadar da haklıydı...
