Hâşimi'nin kuşları, sayfalar arasında kanat çırparak okuyucuyu bilinmeyen diyarlara götürüyor. Sanki her kelime, rüzgârla dans eden bir tüy gibi hafif ama bir o kadar da derin anlamlar taşıyor. Kimi zaman gökyüzüne dokunuyorsunuz, kimi zaman ise toprağın en karanlık katmanlarında kayboluyorsunuz.
Eser, âlemler arasında gezinirken insan ruhunun labirentlerinde dolaşıyor. Kuşlar, sadece bir metafor değil; onlar, Hâşimi'nin kaleminden fırlayan birer yolcu. Her biri farklı bir hikâyenin, farklı bir duygunun taşıyıcısı.
Şiirin Kanatlarındaki Felsefe
Belki de hiç düşünmediniz: Kuşlar neden bu kadar özgür? Hâşimi, bu soruyu satır aralarında ustalıkla işliyor. Öyle ki, okurken kendinizi bir kuşun kanatlarında bulabilirsiniz — hem de hiç beklemediğiniz bir anda.
"Âlemlerden sefer eyleyen kuşlar" ifadesi, sadece bir başlık değil. Adeta bir manifesto. Hâşimi, bu eserinde geleneksel şiirin sınırlarını zorlarken, modern okuyucunun da ilgisini çekecek detaylara yer veriyor. Kimi zaman bir çığlık, kimi zaman bir fısıltı...
Okurun Ruhuna Dokunan Bir Yolculuk
Eğer siz de şiirin büyüsüne kapılanlardansanız, bu eser tam size göre. Hâşimi'nin kelimeleri, tıpkı bir ressamın fırça darbeleri gibi, sayfaların üzerinde can buluyor. Ve işte o an, okurken içinizde bir şeylerin kıpırdadığını hissediyorsunuz.
Peki ya kuşlar? Onlar, bu yolculuğun rehberleri. Bazen bir mısrada konaklıyorlar, bense bir diğerinde yeniden havalanıyorlar. Kim bilir, belki de siz onlardan birine rastlayacaksınız — belki de zaten rastladınız...
