Kimileri için sadece bir şair, kimileri içinse bir devrin ruhu... Namık Kemal denince, insanın aklına hemen o ateşli bakışlar, o keskin zeka ve tabii ki vatan aşkıyla yazılmış mısralar geliyor. Tam 58 yıllık ömrüne sığdırdığı eserler, hâlâ yüreklerde yer ediniyor - tıpkı bir çınar gibi kök salmış.
Bir Ömre Sığan Dev Eserler
21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da dünyaya gelen bu deha, sadece şair değildi aslında. Gazeteci, yazar, devlet adamı... Ama belki de en çok 'Vatan Şairi' olarak hafızalara kazındı. Öyle ya, 'Vatan Yahut Silistre' oyunu hâlâ tiyatro sahnelerinde hayat buluyor.
Peki neydi onu bu kadar özel kılan? Bana kalırsa, kelimeleri bir kılıç gibi kullanışıydı. Her dizesinde özgürlük çığlığı, her mısrasında insanlık onuru vardı.
Zamanın Ötesinde Mısralar
Şu 'Vatan Mersiyesi'ni okurken için titremiyor mu? "Âfâk bütün hande-i zerrât-ı ziyâdır bana / Gûyâ ki âlem bir lisân-ı haşyet ü heybetle / Derd-i firâkın söylüyor vatan gibi ey derbeder" - sanki her kelimesi vatan toprağı kadar gerçek, her hecesi özgürlük rüzgarı kadar sert.
Ya 'Hürriyet Kasidesi'? Orada şöyle haykırıyordu: "Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten / Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten". İnsan düşünmeden edemiyor - acaba bugün yaşasaydı neler yazardı?
Günümüze Işık Tutan Sözler
- "İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir." - Bu söz hâlâ geçerli değil mi sizce de?
- "Vatan sevgisi imandandır." - Kısa, öz, ama ne kadar derin!
- "Hürriyet, olmazsa bir milletin yaşamak tadı / Esaret altında ölüm, bin kat yeğdir ona." - Özgürlüğün kıymetini anlatan belki de en güzel ifade.
Bazen düşünüyorum da, bu sözler sadece o dönem için mi yazıldı? Yoksa her devrin insanına hitap eden evrensel gerçekler mi? Sanırım ikincisi...
Edebiyatımızda Silinmez Bir İz
Namık Kemal sadece şiirleriyle değil, tiyatro eserleri, eleştirileri ve gazete yazılarıyla da edebiyat dünyamızda çığır açtı. 'İntibah' romanı, 'Celaleddin Harzemşah' oyunu - her biri ayrı bir hazine aslında.
2 Aralık 1888'de hayata veda ettiğinde, ardında sadece eserlerini değil, bir milletin kalbinde yer eden fikirlerini bıraktı. Sakız Adası'ndaki mezarı bile adeta onun vatan sevgisinin bir simgesi gibi.
Şimdi soruyorum size: Bugün onun şiirlerini okurken neden hâlâ heyecanlanıyoruz? Belki de cevabı şurada: Çünkü gerçek sanat asla eskimez, gerçek duygular asla solmaz. Namık Kemal'in mısraları da işte böyle - zamanın ötesinde, yüreklerde yaşayan...