Görünüşe göre Pedro Pascal sadece ekranlarda değil, sokaklarda da 'direnişçi' ruhunu taşıyor. Dün akşamüstü Londra'da ansızın beliren yıldız, monarşi karşıtı protestoculara katılarak herkesi şaşırttı.
Olay aslında şöyle gelişti: İngiltere'nin başkentinde 'Krallara Hayır' sloganlarıyla toplanan kalabalığın arasında kimler yoktu ki? Ama kimse orada 'The Last of Us'ın Joel'ini görmeyi beklemiyordu doğrusu.
"Burada Olmamın Sebebi İnsanların Sesini Duyurmak"
Pascal, protesto sırasında kendisine yaklaşan bir gazeteciye düşüncelerini şöyle aktardı: "Bazen sadece izlemek yetmiyor. İnançlarınız için ayağa kalkmanız gerekiyor." Bu sözler, onun sadece bir oyuncu olmadığını, aynı zamanda sosyal meselelere duyarlı bir birey olduğunu gösteriyordu.
Şili asıllı oyuncunun bu beklenmedik çıkışı, sosyal medyada anında yangın gibi yayıldı. Bir Twitter kullanıcısının dediği gibi: "Joel gerçek hayatta da zombilere karşı savaşıyor, ama bu sefer farklı bir savaş!"
Kırmızı Ceket ve Sessiz Duruş
İlginç detay: Pascal, protestoda dikkat çekici kırmızı bir ceket giymişti. Bu, onun 'Narcos'taki DEA ajanı Javier Peña karakterini hatırlatsa da, bu sefer duruşu çok daha farklıydı. Kalabalığın içinde sakin, düşünceli ve kararlı bir ifadeyle protestocuları dinledi.
Aslında bu onun ilk aktivist çıkışı değil. Daha önce de çeşitli sosyal konularda görüşlerini dile getirmişti. Ama bu kadar somut bir şekilde, sokakta, insanların arasında görülmek... Bu çok daha güçlü bir mesajdı.
- Protesto, İngiltere'deki monarşi karşıtı gruplar tarafından organize edildi
- Pascal'ın katılımı tamamen sürpriz oldu - kimse onu orada görmeyi beklemiyordu
- Oyuncu, medyanın ilgisine rağmen sakin ve ölçülü tavrını korudu
- "Bazen sanatçıların da tarafını seçmesi gerekiyor" diyen Pascal, mesajını net verdi
Peki ya sevenleri ne düşünüyor? Sosyal medyada tepkiler karışık. Bazıları bu cesur çıkışı takdir ederken, diğerleri "siyaset ve sanatı karıştırmasına" üzüldüklerini belirtti. Ama şu kesin: Pedro Pascal, sadece oyunculuğuyla değil, duruşuyla da konuşulmaya devam edecek.
Sonuçta - düşünüyorum da - bir oyuncunun inandığı değerler için ayağa kalkması, aslında takdir edilesi bir şey. Hele ki bu kadar ünlü biri risk alıyorsa... Bu, sanatçı sorumluluğunun ta kendisi değil mi?
