Anadolu'nun kadim topraklarında yüzyıllara meydan okuyan bir hazine daha gün yüzüne çıkıyor. Selçuklu ve Karakoyunlu dönemlerinden kalma mezarlık, artık turizmin hizmetinde. Burası sadece bir mezarlık değil, adeta tarihin fısıldadığı bir açık hava müzesi.
Projenin mimarları, burayı ziyaret edenlerin sıradan bir gezi deneyiminin ötesine geçmesini istiyor. Taşların dilinden anlayanlar için her mezar taşı, bir hikâyenin başlangıcı aslında. Kim bilir, belki de bu taşların altında yatanlar, bize bugünün dünyasına dair ipuçları veriyordur.
Tarihle İç İçe Bir Deneyim
Restorasyon çalışmaları titizlikle sürdürülürken, bir yandan da ziyaretçilerin ihtiyaçları düşünülüyor. Yürüyüş yollarından bilgilendirme panolarına kadar her detay, adeta bir zaman makinesinin dişlileri gibi işliyor. Şimdiden meraklıları, bu eşsiz deneyimi yaşamak için gün saymaya başladı bile.
Bölgenin yerel halkı ise projeye büyük destek veriyor. "Burası sadece bizim değil, tüm insanlığın mirası" diyen bir esnaf, heyecanını gizleyemiyor. Gerçekten de öyle değil mi? Tarih, hepimizin ortak hafızası sonuçta.
Kültür Turizmi İçin Yeni Bir Soluk
Turizm yetkilileri, bu projenin bölge ekonomisine can suyu olacağını düşünüyor. Özellikle kültür turizmine ilgi duyan gezginler için kaçırılmayacak bir fırsat. Kimi uzmanlara göre, burası Anadolu'nun gizli kalmış hazinelerinden sadece biri. Belki de keşfedilmeyi bekleyen daha nice tarihi mekân vardır, kim bilir?
Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, ziyaretçiler hem tarihi bir yolculuğa çıkacak hem de bölgenin kültürel dokusunu yakından tanıma fırsatı bulacak. Tarih meraklıları için şimdiden not düşmekte fayda var: Bu mezarlık, listenizin başına yazılmayı hak ediyor.
