İstanbul'un o mistik havasında, beklenmedik bir itiraf dudak uçuklattı. Ünlü Rus edebiyat devi Lev Tolstoy'un torununun oğlu Vladimir Tolstoy, Boğaz'ın büyüleyici manzarası eşliğinde ailesinin saklı kalmış bir gerçeğini açıkladı.
"Bizim ailede Türk sevgisi neredeyse genetik bir miras" diyor Vladimir, gözlerinde samimi bir ışıltıyla. Gerçekten de öyleymiş meğer.
Tarihin Tozlu Sayfalarından Gelen Hayranlık
1830'lu yıllar... Osmanlı İmparatorluğu ile Rus Çarlığı arasındaki gerilimli dönemde, Tolstoy ailesinden gelen bir subayın günlüklerinde Türk askerlerine duyduğu hayranlık gizleniyormuş. "Atalarımın notlarını okuduğumda şaşırdım" diye anlatıyor Vladimir. "Savaş alanında bile Türklerin centilmenliğinden, misafirperverliğinden bahsediyorlardı."
İşin ilginci, bu hayranlık karşılıksız kalmamış. Osmanlı arşivlerinde yapılan araştırmalar, dönemin Türk komutanlarının da Rus edebiyatına ve özellikle Tolstoy'a büyük saygı duyduğunu gösteriyor.
Kültür Köprüsü Kuruluyor
Vladimir Tolstoy'un İstanbul ziyareti sıradan bir turist gezisi değil elbette. Türk-Rus kültür ilişkilerini güçlendirmek amacıyla gerçekleşen bu ziyarette, iki ülke arasında yeni projeler planlanıyor.
"Tolstoy'un eserleri Türkçe'ye ilk kez çevrildiğinde" diye düşünüyor bir an, "atalarım bunun ne kadar önemli olduğunu anlamışlar. Belki de o günlerden bugünlere uzanan bir bağ var aramızda."
Peki ya günümüzde? Vladimir'e göre bu bağ hiç olmadığı kadar güçlü. "Türk insanının sıcaklığı, kültüre verdiği değer beni her zaman etkilemiştir" diyor içtenlikle.
Edebiyatın Kalbi İstanbul'da Atıyor
İstanbul'da geçirdiği günlerde, Türk edebiyatının zenginliğini keşfetme fırsatı bulmuş Vladimir. "Türk yazarların eserlerinde hissettiğim duygu yoğunluğu, anlatım gücü gerçekten etkileyici" diye itiraf ediyor.
Aslında düşününce... Edebiyatın evrensel dili, sınırları aşan bir güce sahip. Tolstoy'un "Savaş ve Barış"ı ile Türk edebiyatının başyapıtları arasında kurduğu bağlar, bu evrenselliğin kanıtı adeta.
Son bir not düşüyor Vladimir: "İstanbul'da hissettiğim o büyülü atmosfer, insanların yüzlerindeki samimiyet... Bunlar kelimelerle anlatılamayacak kadar değerli. Atalarımın Türklere duyduğu hayranlığı şimdi çok daha iyi anlıyorum."
Belki de tarih, bize en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda böyle güzel bağlar hatırlatıyor. Tolstoy ailesi ile Türk kültürü arasındaki bu özel ilişki, edebiyatın ve insanlığın birleştirici gücünün canlı bir kanıtı.