Kim derdi ki, türkülerin güçlü sesi İzzet Altınmeşe'nin kanı, bambaşka bir sahneye hayat verecek? Öyle ya, baba sahnelerin efsanesi, oğul ise ekranların vazgeçilmezi oldu çıktı. Altan Altınmeşe, belki de adındaki 'altın'ın hakkını veriyor!
Şimdi bir düşünün: Siz onu belki bir dizide, belki bir reklamda gördünüz ama "Acaba bu yüz nereden tanıdık?" diye düşündünüz. İşte o an, aslında İzzet Altınmeşe'nin genlerinin izini sürüyordunuz. Çünkü Altan, babasının çektiği gibi kameraların karşısında doğmuş gibi duruyor.
Babadan Oğula Sanat Mirası
Sanatın genetik olup olmadığı tartışılır ama Altınmeşe ailesi bu teoriyi doğrular nitelikte. İzzet Altınmeşe'nin türkülerle yoğrulan hayatı, oğlunda oyunculuk yeteneği olarak karşımıza çıkıyor. Altan, setlerde geçen yılların ardından artık izleyicinin "Aman yine o oynasın!" dediği isimlerden biri.
Peki nasıl başardı? Kimi zaman küçük rollerle, kimi zaman unutulmaz karakterlerle... Belki de babasının sahne arkası hikayelerini dinleyerek büyümenin avantajını kullandı. (Nihayetinde sanatçı evinde büyümenin bir bedeli var: Ya çok başarılı olursunuz ya da gölgede kalırsınız!)
Ekranların 'Tanıdık Yabancısı'
Altan Altınmeşe, belki de Türkiye'nin en ilginç oyuncu profillerinden birine sahip. Yüzü aşina ama ismi çok bilinmiyor - ta ki "Aa bu İzzet Altınmeşe'nin oğluymuş!" anına kadar. İronik değil mi? Bir yanda babasının herkesin dilindeki şarkıları, diğer yanda oğlunun herkesin hafızasındaki yüzü...
Şimdilerde yeni projeler için kamera karşısına geçen Altan, babasının müzikle yaptığını oyunculukla yapıyor: İnsanların kalbine dokunmak. Kim bilir, belki de bir gün baba-oğul aynı projede buluşur? O günü şimdiden merakla bekliyoruz!
