
Berlin'de kahve içerken etrafa şöyle bir bakın. Masalardaki herkesin gözü telefonunda, kulağı kulaklığında. Sanki bir bilim kurgu filmindeymişiz gibi. Almanya'da yapılan yeni bir araştırma da bu gözlemi doğruluyor.
Dijitalleşme konusunda Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden biri olan Almanya'da, nüfusun tam %80'i günlük hayatında akıllı cihazlara bağımlı hale gelmiş. Bu oran, geçen yıla göre %12 artış gösteriyor. Peki bu ne anlama geliyor?
Dijital Bağımlılık Alarm Veriyor
Araştırmaya göre ortalama bir Alman vatandaşı:
- Günde 3.5 saatini sosyal medyada geçiriyor
- Her 8 dakikada bir telefonuna bakıyor
- Uyandıktan sonraki ilk 15 dakikada dijital cihazlarına sarılıyor
Uzmanlar bu durumu "dijital nikotin" olarak adlandırıyor. Bağımlılık o kadar yaygın ki, gençlerin %45'i tuvalete bile telefonları olmadan gidemiyor. (Bu arada, bu ne kadar sağlıklı sizce?)
Pandemi Etkisi: Dijitalleşme Hızlandı
COVID-19 salgını, dijital bağımlılığı tıpkı bir hortum gibi emerek büyüttü. Evden çalışma, online eğitim ve sanal sosyalleşme derken, ekran başında geçirilen süreler rekor kırdı. Öyle ki, bazı aileler akşam yemeklerinde "dijital detoks" uygulamaya başladı.
Teknoloji psikoloğu Dr. Lena Weber'in yorumu çarpıcı: "Artık cebimizde taşıdığımız cihazlar bizi yönetiyor. Durum ciddi ama farkındalık yavaş yavaş artıyor."
Peki bu trend tersine döner mi? Uzmanlara göre tamamen değil ama dengelenebilir. Almanya'nın bazı şehirlerinde açılan "dijital detoks kampları" bu konuda umut veriyor. Tabii katılımcıların çoğu kamptayken Instagram'a fotoğraf atmaya devam ediyor ama olsun, küçük adımlar...