Redmond'da bugün hiçbir şey alışıldık gibi değildi. Microsoft'un o meşhur, modern kampüsünün önü -normalde sessizce çalışan yazılımcılar ve iş insanlarıyla dolu olan yer- bu sefer öfke ve taleplerle dolu bir kalabalık tarafından kuşatıldı.
Protestocular, teknoloji devinin İsrail savunma bakanlığıyla olan sözleşmelerini ve İsrail ordusuyla yürüttüğü iş birliğini protesto etmek için bir araya geldi. Ellerindeki pankartlarda "Microsoft, Kanla Lekelenme!" ve "Teknoloji Savaş için Olmasın" gibi çarpıcı sloganlar yazılıydı.
Bulut Teknolojisi ve Tartışmalı Anlaşmalar
Olayın merkezinde, Microsoft'un sunduğu bulut bilişim hizmetleri var. İsrail ordusunun bu hizmetleri kullanması, protestoculara göre, devletin askeri operasyonlarını güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Kalabalığın sözcüsü, sesi titreyerek, "Bu teknoloji, insanların hayatını sonlandırmak için kullanılıyor" diye haykırdı. Gerçekten de, modern yazılımın savaş alanlarında nasıl bir rol oynadığunu sorgulamak, hepimizin cevap aradığı bir soru.
Microsoft ise -her zamanki gibi- standart bir açıklamayla olaylara baktı. "Tüm müşterilerimize en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz" tarzı bir ifade kullandılar. Fakat bu açıklama, protestodakileri hiç de tatmin etmedi. Hatta daha da öfkelendirdi diyebiliriz.
Teknoloji Etiği: Yeni Bir Savaş Alanı
Bu olay, aslında çok daha büyük bir trendin sadece küçük bir parçası. Son dönemde, büyük teknoloji şirketleri, ordular ve savunma bakanlıklarıyla yaptıkları iş birlikleri yüzünden sık sık eleştiriliyor. Çalışanlar bile bazen isyan ediyor! Microsoft'un kendi çalışanları arasında da benzer anlaşmalara karşı çıkanlar olduğu söyleniyor.
Protesto, birkaç saat sürdü ve sonunda sakin bir şekilde dağıldı. Polis herhangi bir müdahalede bulunmadı, gözaltı falan da olmadı. Ama asıl mesele, bu eylemlerin devam edip etmeyeceği. Aktivizm grupları, Microsoft ve benzeri şirketlere baskı yapmaya devam edeceklerini söylüyor.
Teknoloji dünyası, etik ikilemlerle dolu. Bir yanda inovasyon ve ilerleme, diğer yanda ahlaki sorumluluklar. Microsoft'un kapısındaki bu protesto, bu ikilemin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösterdi. Şirketler, para kazanmanın yanında, dünyadaki olaylara nasıl bir etkileri olduğunu da düşünmek zorunda kalacak gibi görünüyor.
