Celal Şengör'den Şaşırtan Karar: Kiracı Olduğu Eve Mi Çöktü?
Celal Şengör'ün Kiracı Olduğu Eve Çöktü

Dünyanın sayılı jeologları arasında gösterilen Prof. Dr. Celal Şengör'ün başına gelenler, gerçekten de hayatın ne kadar sürprizlerle dolu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ünlü bilim insanının kiracı olarak oturduğu binada yaşanan çökme olayı, herkesi derinden sarstı.

Olay, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Şengör'ün uzun süredir kiracısı olduğu binada meydana geldi. Bina, adeta bir deprem uzmanının en büyük korkusunu gerçeğe dönüştürdü. Şengör'ün oturduğu dairenin tavanı çöktü - evet, yanlış duymadınız - tam da bir deprem uzmanının evinde!

Bilim İnsanının Evinde Yaşanan İronik Durum

Olay anını anlatmak gerekirse, Şengör'ün kendi ifadeleriyle "aniden gürültüyle uyandım" diye tarif ettiği o an, aslında hepimizin korkulu rüyası olan bir senaryonun gerçeğe dönüşmesiydi. Düşünsenize, yıllardır deprem risklerini anlatan, binaların sağlamlığının önemini vurgulayan bir ismin kendi evinde böyle bir olay yaşanması, ironinin de sınırlarını zorluyor.

Peki ne oldu da böyle bir durum yaşandı? Görünen o ki, binanın üst katındaki dairenin banyosunda meydana gelen bir su kaçağı, zamanla yapısal hasara yol açmış. Su, yavaş yavaş sızdırmış, kemirmiş, nihayetinde de taşıyıcı unsurları zayıflatmış. Ve bir gece ansızın, Şengör'ün yatak odasının tavanı çökmüş.

"Allahtan O Gece Misafir Yoktu"

Şengör'ün olay sonrası yaptığı açıklamalar gerçekten düşündürücü. "Eşyalarımın çoğu hasar gördü" diyor ünlü profesör, "ama asıl önemli olan can güvenliği. Allahtan o gece misafir yoktu, tek başımaydım." Bu sözler, aslında hepimizin evlerinde hissetmesi gereken güvenlik duygusunun ne kadar kırılgan olabileceğini hatırlatıyor.

Olayın belki de en çarpıcı yanı, Şengör'ün kiracı olmasına rağmen binanın durumuyla ilgili defalarca uyarılarda bulunmuş olması. Malum, kiracı olmak bazen sesini duyuramamak demek - ne yazık ki bu durum bir bilim insanı için bile geçerliymiş.

Uzman Gözüyle Yapı Denetimi Eleştirisi

Şengör, olay sonrası yaptığı değerlendirmede Türkiye'deki yapı denetim sistemine dair önemli eleştirilerde bulundu. "Biz deprem ülkesiyiz" diyor, "ama inşaat kalitemiz hala istenen seviyede değil." Bu sözler, aslında hepimizin bildiği ama görmezden geldiği acı bir gerçeği yüzümüze vuruyor.

Peki ya maddi hasar? Şengör'ün kitaplarından kişisel eşyalarına kadar birçok değerli malzemesi zarar görmüş. Ancak o, maddi kayıplardan ziyade yaşanan güvenlik zaafiyetine dikkat çekiyor. "Can güvenliği olmayan yerde mülkiyetin anlamı yok" diye ekliyor.

Bu Olay Bize Ne Anlatıyor?

Belki de en önemli soru bu: Bir deprem uzmanının bile başına gelebilen bu olay, sıradan vatandaşlar için ne ifade ediyor? Cevap aslında çok net: Evlerimizin güvenliği konusunda daha duyarlı olmalı, gerekli kontrolleri yaptırmalıyız. Kiracı da olsak, ev sahibi de olsak, güvenlik her şeyden önce gelmeli.

Şengör'ün yaşadığı bu talihsiz olay, umarım hepimiz için bir uyanış çağrısı olur. Unutmayalım ki, deprem değil, bina öldürür - ve bu bina bir deprem uzmanının bile evi olabilir.