Güneşin altında yanıp kül olan tarlalar, sadece bir görüntü kirliliği değil. Anız yakmak, toprağın canını alıyor âdeta. Peki bu kadar zararlı bir uygulama neden hâlâ devam ediyor? İşte cevaplar...
Toprağın Nefesini Kesiyor
Anız yangınları, topraktaki mikroorganizmaları yok ediyor. Bu küçük canlılar olmadan toprak, bir süre sonra çoraklaşıyor. Kısacası, anız yakmak toprağı öldürüyor – hem de hızla!
Bir düşünün: Yüzyıllar boyunca oluşan verimli toprak katmanı, birkaç saatlik yangınla yok oluyor. Üstelik sadece toprak değil, yangın sırasında havaya karışan zehirli gazlar da cabası.
Biyolojik Çeşitlilik Tehdit Altında
Tarlalarda yaşayan böcekler, kuşlar, küçük memeliler... Hepsi anız yangınlarından nasibini alıyor. Doğanın dengesi bozuluyor, ekosistem altüst oluyor. Belki farkında değiliz ama bu zincirleme etki eninde sonunda bize de dokunacak.
- Toprak verimliliği %40'a kadar azalabiliyor
- Yangınlar sırasında atmosfere tonlarca karbon salınıyor
- Faydalı böcek popülasyonları yok oluyor
Çiftçiler İçin Kısa Vadeli Çözüm, Uzun Vadeli Felaket
Evet, anız yakmak işleri kolaylaştırıyor gibi görünebilir. Ama bu tam bir göz boyama! Birkaç yıl içinde toprağın verimi düşünce, çiftçiler daha fazla kimyasal gübre kullanmak zorunda kalıyor. Bu da hem cebe hem çevreye zarar.
"Kolaycılığa kaçmayalım" diyor uzmanlar. Anızı toprağa karıştırmanın ya da kompost yapmanın daha akıllıca yöntemler olduğunu vurguluyorlar.
Alternatif Çözümler Neler?
- Anızı toprak altına gömmek (en etkili yöntem)
- Kompost yaparak doğal gübre elde etmek
- Biyokütle enerjisi üretiminde kullanmak
Sonuç olarak, anız yakmak âdeta kendi ayağımıza kurşun sıkmak gibi. Doğayla savaşmayı bırakıp onunla uyum içinde yaşamanın yollarını aramalıyız. Yoksa geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olacağız.
