
Güneydoğu Toroslar'ın kolları arasına saklanmış, bereketi ile nam salmış bir cennettir Amik Ovası. Hatay'ın kalbinde, Amanos Dağları'nın hemen yanı başında, adeta Anadolu'nun saklı hazinelerinden biri olarak uzanır. Asi Nehri'nin sularıyla beslenen bu topraklar, binlerce yıldır medeniyetlere beşiklik etmiş.
Peki, bu kadar konuşulan Amik Ovası tam olarak nerede? Cevap aslında oldukça net: Hatay il sınırları içerisinde. Amanos Dağları ile Suriye sınırı arasında kalan bu devasa düzlük, ilin en önemli tarım merkezlerinden biri. Öyle ki, ovadan çıkan ürünler sadece Hatay'ı değil, komşu illeri de besliyor.
Amik Ovası'nın İlginç Tarihi ve Coğrafi Yapısı
Bir zamanlar Amik Gölü'nün kapladığı bu alan, 1960'lı yıllarda başlayan bir kurutma çalışmasıyla bugünkü halini aldı. Aslında bu durum, ovanın hem şansı hem de talihsizliği oldu diyebiliriz. Elde edilen tarım arazileri inanılmaz verimliydi, evet. Ancak bu durum ekolojik dengeyi de bir hayli değiştirdi.
Ovanın iklimi ise tipik Akdeniz iklimi. Yazları sıcak ve kurak, kışlarıysa ılık ve yağışlı. Bu iklim yapısı, pamuk, buğday ve narenciye gibi ürünlerin yetişmesi için biçilmiş kaftan. Hatay'ın ekonomisinde tarımın bu denli önemli olmasının ardında işte bu verimli topraklar yatıyor.
Neden Bu Kadar Önemli?
Amik Ovası sadece tarımsal verimlilik açısından değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel açıdan da büyük öneme sahip. Ovada yapılan arkeolojik kazılar, bölgenin neolitik döneme kadar uzanan zengin bir geçmişi olduğunu gösteriyor. Yani insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri aslında burası.
Günümüzde ise ova, Hatay'ın en kalabalık ilçelerinden olan Kırıkhan, Reyhanlı ve Amik ovasının merkezi sayılabilecek Antakya'ya hayat veriyor. Bölge halkı için hem bir geçim kaynağı hem de bir gurur kaynağı. Belki de Hatay mutfağının bu denli zengin olmasının sırrı, bu bereketli topraklarda yatıyordur. Kim bilir...