
Kim derdi ki deniz seviyesinin altında kurulu bir şehir dünyanın en çok ziyaret edilen noktalarından biri olacak? İşte Amsterdam tam da böyle bir yer. Hollanda'nın başkenti olan bu şehir, resmen Kuzey Hollanda eyaletinde bulunuyor. Ama durun, hemen 'Hollanda mı, Nederland mı?' kafanız karışmasın – ikisi de aynı ülkeyi işaret ediyor.
Amsterdam denilince akla ilk gelen o meşhur kanallar tabii ki. Şehrin tam kalbinde yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde kendine yer bulmuş bu su yolları, aslında şehrin karakterini de belirliyor. 17. yüzyıldan kalma bu mühendislik harikası kanallar, Amsterdam'a o eşsiz romantik havasını veren şey.
Peki Neden Bu Kadar Özel?
Amsterdam sadece kanallardan ibaret değil elbette. Dünyanın en önemli müzelerine ev sahipliği yapıyor – Van Gogh Müzesi, Rijksmuseum, Anne Frank'ın Evi... Kültür sanat denince akla gelen ilk adreslerden biri. Ayrıca bisiklet kültürü de cabası! Nüfustan daha fazla bisiklet olduğunu söylesem? Evet, inanması güç ama gerçek.
Şehrin tarihi merkezi ise başlı başına bir açık hava müzesi gibi. Dar sokaklar, tarihi binalar, köprüler... Her adımda yeni bir keşif yapmak mümkün. Amsterdam'ın tolerans ve çeşitlilik kültürü de onu diğer Avrupa şehirlerinden ayıran özelliklerden.
İlginç Detaylar
- Şehrin ismi Amstel nehri üzerine kurulan barajdan (dam) geliyor
- 750.000 nüfusa karşılık 880.000 bisiklet bulunuyor
- 1.281 köprüyle Venedik'ten bile fazla köprüye sahip
- Evlerin çoğu ahşap kazıklar üzerine inşa edilmiş
Amsterdam'ı anlatmakla bitmez gerçekten. Her köşesinde ayrı bir hikaye, her kanalında ayrı bir tarih yatıyor. Gitmeden önce bu bilgilerle hazırlıklı olmakta fayda var!