Bazen öyle oluyor ki, bir şehir sadece coğrafi sınırlardan ibaret değil, adeta damakta iz bırakan lezzetler diyarına dönüşüveriyor. İşte Yozgat tam da böyle bir yer - belki pek çoğumuz için haritada bir noktadan ibaret ama bir kere sofrasına oturanın asla unutamayacağı bir lezzetler mozaiği.
Düşünsenize, şehrin merkezinde yürürken burnunuza gelen o enfes kokular... Testi kebabının fırından çıkarken çıkardığı o 'tıs' sesi ve ardından yayılan baharatlı, etin en güzel halini sunan o muhteşem koku. Sanki Yozgat'ın tüm sıcaklığı, misafirperverliği damağınızda eriyor.
Testi Kebabı: Sadece Yemek Değil, Bir Tören
Testi kebabından bahsetmişken - bu sıradan bir yemek değil, neredeyse ritüele dönüşmüş bir deneyim. Kuzu eti, soğan, domates ve Yozgat'a özgü baharatlarla hazırlanıyor, sonra o meşhur testilerin içinde saatlerce pişmeye bırakılıyor. Pişme süresi öyle kısa değil, sabır istiyor - ama sonunda elde edilen lezzet tüm bekleyişe değiyor doğrusu.
Testi kırıldığında çıkan o buhar ve koku insanı adeta büyülüyor. Et o kadar yumuşak ki neredeyse kaşığa ihtiyaç duyuyorsunuz, o kadar lezzetli ki her lokmada 'Acaba bir daha ne zaman yerim?' diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Çorbalar Diyarı
Yozgat denilince akla sadece testi kebabı gelmesin ha! Burası aynı zamanda çorbalar konusunda da oldukça iddialı. Madımak çorbası mesela - yöreye has o minik yeşil otlarla hazırlanan, içine biraz da yoğurt katılan enfes bir lezzet. Soğuk kış günlerinde insanı içten ısıtıveriyor.
Arabaşı çorbası ise neredeyse bir efsane. Önce hamur işi, sonra çorba - ve ikisini birlikte tüketmek gerekiyor. Yöre halkı bunu öyle güzel anlatıyor ki, insan ister istemez 'Keşke her yerde olsa' diye düşünüyor.
Unutulmaz Tatlılar
Ana yemekler kadar tatlıları da meşhur Yozgat'ın. Çörekler, pideler, sac arası tatlıları... Her biri adeta Anadolu'nun bin yıllık mutfak kültüründen süzülüp gelmiş gibi.
Şehrin her köşesinde farklı lezzetler keşfedebilirsiniz. Küçük bir fırından alacağınız sade bir pidenin bile tadı başka yerde yediklerinizden farklı - daha sıcak, daha samimi, daha 'ev yapımı' gibi.
Yozgat mutfağı sadece karnınızı doyurmuyor, aynı zamanda ruhunuzu da besliyor. Her yemeğin arkasında yüz yıllık gelenekler, anneden kıza aktarılan tarifler, komşuluk ilişkileri ve paylaşmanın güzelliği var.
Belki de bu yüzden Yozgat'ı ziyaret edenler sadece güzel yemekler yemiş olmuyor, aynı zamanda Anadolu'nun sıcak yüzünü, misafirperverliğini ve paylaşım kültürünü deneyimlemiş oluyor. Bu sofraya bir kere oturan, mutlaka bir daha oturmak istiyor - tıpkı benim gibi.
