Bir sabah uyanıyorsunuz, güneş pırıl pırıl ama öğleden sonra aniden bulutlar toplanıveriyor. İşte o an! Hapşırık, burun akıntısı ve halsizlik kapıda. Mevsim geçişleri, özellikle de bu bahar ayları, vücudumuzun en savunmasız olduğu dönemlerin başında geliyor.
Uzmanlar, aslında havanın kendisinin değil, ani sıcaklık değişimlerine karşı hazırlıksız yakalanmanın bizi hasta ettiğini söylüyor. Peki ne yapmalı? İşte cevabı...
Vücut Direnciniz Ani Değişimlere Ayak Uyduramıyor
Düşünsenize, bir gün 25 derecede dolaşıyorsunuz, ertesi gün 15 dereceye düşüveriyor sıcaklık. Vücudumuz bu kadar hızlı adapte olamıyor maalesef. Termostatımız şaşırıyor adeta. Özellikle çocuklar ve yaşlılar için risk daha da büyük.
Bağışıklığınızı Güçlendirmek İçin Altın Kurallar
- Giysi katmanlarını akıllıca seçin: Kalın bir kazak yerine ince katmanlar halinde giyinmek çok daha mantıklı. Sıcakladığınızda bir katmanı çıkarabilirsiniz.
- Su içmeyi asla unutmayın: Havalar serinledi diye su tüketimini azaltmak en büyük hatalardan. Vücut direnci için su şart!
- Mevsim sebze-meyvelerine yönelin: Doğa zaten bize neye ihtiyacımız olduğunu söylüyor aslında. Portakal, mandalina, ıspanak, pırasa...
Biliyor musunuz, ofiste klima altında çalışanların mevsim geçişlerinde hastalanma oranı %40 daha fazla. Pencere açık uyumak da aynı şekilde riskli. Gece sıcaklıkların düştüğünü unutmayın.
İşte O Kritik 48 Saat
Hava durumu tahminlerini takip etmek artık lüks değil, gereklilik. Önümüzdeki iki gün içinde sıcaklığın 10 derece birden düşeceğini biliyorsanız, önleminizi önceden alabilirsiniz. İşte bu 48 saatlik süreç en kritik dönem.
Beslenme uzmanları, C vitamini takviyesinin yanı sıra çinko ve D vitamininin de bu dönemde önemli olduğunu vurguluyor. Tabii doktorunuza danışmak kaydıyla...
Son olarak şunu söylemeliyim: Kendinizi iyi hissetseniz bile rüzgarlı havalarda dışarı çıkarken bir hırka almayı ihmal etmeyin. Ne de olsa, 'iyi olacağım' demekle olunmuyor maalesef!
