Şu gerçeği bir düşünün: Her 10 inme vakasından tam 9'u aslında hiç yaşanmamalıydı. Evet, yanlış duymadınız - neredeyse tamamı! Bu istatistik insanı hem şaşırtıyor hem de umutlandırıyor değil mi?
Uzmanların son açıklamaları adeta bomba etkisi yarattı. İnme, o korkunç senaryo sandığımız kadar kaçınılmaz değilmiş meğerse. Aslında hayatımızda yapacağımız ufak tefek değişikliklerle bu riski neredeyse sıfıra indirmek mümkünmüş.
Peki Nasıl Korunacağız?
İşin sırrı şurada: İnme riskini azaltmak için devrim niteliğinde değişikliklere gerek yok. Günlük rutininize yerleştireceğiniz basit ama etkili alışkanlıklar hayatınızı kurtarabilir. Hem de hiç de zor değil!
İşte Hayat Kurtaran O Adımlar:
- Tansiyonunuzla İlgilenin: Yüksek tansiyon inmenin en büyük tetikleyicilerinden biri. Kontrol altında tutmak için düzenli ölçüm yaptırmayı ihmal etmeyin. Şahsen ben her hafta kontrol ettiriyorum - siz de yapmalısınız!
- Hareket Edin, Ama Gerçekten: Her gün 30 dakika yürüyüş bile yeterli olabilir. Ofiste bile ayağa kalkın, esneyin, kısa yürüyüşler yapın. Asansör yerine merdiveni tercih edin - küçük ama etkili bir başlangıç!
- Beslenmenizi Gözden Geçirin: Fast-food'u azaltın, sebze ve meyveyi artırın. Akdeniz tipi beslenme desek yeterli sanırım. Zeytinyağı, balık, kuruyemiş - bunlar gerçekten işe yarıyor.
- Sigarayı Bırakın, Hemen! Sigara içmek inme riskini neredeyse iki katına çıkarıyor. Bırakmak zor evet, ama imkansız değil. Destek alın, yardım isteyin - hayatınız buna değer.
- Alkol Tüketimine Dikkat: Aşırıya kaçmamak kaydıyla... Fazlası zarar, azı da - maalesef - pek yarar sağlamıyor.
- Stres Yönetimi: Modern hayatın kaçınılmazı stresle başa çıkmayı öğrenmeliyiz. Meditasyon, nefes egzersizleri ya da sadece sevdiğiniz bir hobi - hangisi işe yarıyorsa!
- Diyabet Kontrolü: Kan şekerinizi düzenli takip edin. Doktorunuzun önerilerine uyun - bu konuda gevşek davranmamak gerekiyor.
- Kolesterol Seviyeleri: Yüksek kolesterol damarları tıkıyor, riski artırıyor. Beslenme ve egzersizle kontrol altında tutulabilir.
Biliyorum, bu liste gözünüzü korkutmuş olabilir. Ama şöyle düşünün: Hepsi birbirine bağlı aslında. Birini düzeltince diğerleri de yoluna giriyor çoğu zaman.
Erken Uyarı İşaretlerini Tanıyın
İnme geçiren birini gördüğünüzde ne yapacağınızı biliyor musunuz? Basit bir test var: Kişiden gülümsemesini isteyin - yüzün bir tarafı sarkık kalıyorsa, kollarını kaldırmasını söyleyin - biri düşüyorsa, basit bir cümle kurmasını isteyin - konuşması garipleştiyse... Hemen 112'yi arayın! Zaman beyin dokusunu kurtarmak demek.
Doktorların dediği gibi: "İnmeyi önlemek, tedavi etmekten çok daha kolay." Üstelik çok daha az maliyetli ve acısız. Kim risk altında olduğunu bilmek istemez ki?
Son bir not: Bu değişiklikleri yapmak için hiçbir zaman geç değil. İster 20, ister 70 yaşında olun - bugün başlamak yarın pişman olmaktan iyidir. Hayatınız buna değer, değil mi?
